AIDS hastalığı
AIDS ( Acquired Immuno Deficiency Syndrome) ilk olarak 1981 yılında Amerika Birleşik Devletlerinde keşfedilmiştir. Hızla yayılarak erkek, kadın ve çocuklara bulaşmıştır. Günümüze kadar yirmi beş bin kişinin AIDS’ten öldüğü kaydedilmiştir. AIDS için herhangi bir tedavi yöntemi bulunmamaktadır. AIDS hastası olan insanların, bağımsızlık sistemleri çöker ve bu yüzden en ufak bir grip bile olsa hayatlarını kaybederler. İnsan vücudu bir kere bile olsa AIDS virusu olarak bilinen, HIV virüsünü kaptıysa bundan kurtulmanın bir yolu ne yazık ki bulunmuyor. Bilim adamları hummalı bir çalışmayla AIDS’ten kurtulmanın AIDS’e bir çözüm bulmanın yollarını aramaktadırlar. AIDS hastalığının bir tedavisinin olmadığı fakat, AZT adı verile bir ilacın bu hastalıkla mücadele için üretildiği, AIDS’i tamamen yok etmese bile, en azından hastanın ömrünü uzattığı bilinmektedir. AIDS‘ten korunmak için gerçekleşen araştırmalarda, AIDS aşısı hala deney aşamasındadır.
AIDS dokunma, öpüşme, ya da solunum yoluyla bulaşabilen bir rahatsızlık değildir. İnsanlar, AIDS hastalarına karşı aşırı derecede ön yargılıdır. Onlarla tokalaşmaktan veya onlarla konuşmaktan bile çekinirler. AIDS hastalığı hayvanlardan, tuvaletlerden, yüzme havuzlarından, tabak, bardak, giysilerden bulaşmaz. İnsanların bu konuda bilinçlendirilmesi gerekmektedir. AIDS hastalığı; korunmadan cinsel birleşme sonucu yada uyuşturucu kullanıcıların enjektörlerini bir birleri ile paylaşmaları sonucu veya kan yoluyla bulaşabilen bir rahatsızlık türüdür. Şayet hamile bir kadın AIDS hastası ise, doğmamış olan bebekte anne karnında bu hastalıkla doğacaktır.
AIDS hastalığı hakkında çok fazla bir şey bilinmemektedir. Çünkü oldukça yeni ama bir o kadar da hızla bulaşan bu hastalığın kökeninin Afrika olduğu sanılmaktadır. Afrika da yaşayan yeşil maymun türünde AIDS hastalığına benzer bir virüse rastlanmıştır. Bu virüsün mutasyon geçirerek insanlara bulaştığı düşünülmektedir.
Afrika’da yeşil maymunlar bir yiyecek olarak yenildiği için, Yeşil maymunları ateşte çok iyi pişirilmeden yendiğinden ötürü insanlara geçtiği düşünülürken bir başka neden olarak da bu virüsün biyolojik bir silah olarak üretildiği fakat daha sonradan vazgeçildiği ama nasıl olduysa laboratuar dışına çıkarak yayıldığıdır.
Erkek AIDS hastalarının vücutlarında iltihaplı yaralar çıkarken, kadınların vücutlarında herhangi bir yara çıkmamaktadır. AIDS hastalığı tespit edilen insanlar psikolojik sorunlar yaşarlar.
AIDS’in belirtileri;
- Fiziksel ve zihinsel aktiviteleri etkileyen, sebebi açıklanamayan aşırı bir yorgunluktan ötürü yerlerinden bile kalkamayacak derecede aşırı kötü hissederler kendilerini.
- Zayıflama yada diyet gibi herhangi bir aktivite söz konusu olmadan iki aydan kısa bir sürede 7-10 kilo kaybı
- Birkaç haftanın sonunda ateşin açıklanamayacak bir şekilde 39 derecenin üstüne çıkması
- Uyku sırasında kişinin üstünü sırılsıklam edecek derecede terleme
- Sebebi bilinmeyen bir şekilde vücuttaki salgı bezlerinin kabarması (Özellikle boğazda, boyunda ve koltuk altında bulunan lenf bezlerinin kabararak en geniş halini alması)
- Dilin üzerinde ve ağız içinde beyaz noktalar yada lekelerin oluşması
- Israrla devam eden ishal
- Herhangi bir solunum enfeksiyonuyla meydana gelen ve çok uzun süren kuru öksürük
- Özellikle öksürükle birlikte oluşan nefes darlığı çok sık görülmektedir.
- Deri üstünde ya da altında oluşan kat kat, yada yükselen bir şekilde leke ve şişliklerin meydana gelmesi. Başlangıçta çürükmüş gibi algılanabilir fakat bunlar zamanla kaybolmazlar ve genellikle etraflarındaki derilerden çok daha serttirler.