Amino asitler ve özellikleri
Canlılığın temel yapı taşı olan proteinleri oluşturan amino asitler, birçok farklı proteinin yapısına katılarak yaşamsal faaliyetlerin gerçekleşmesini sağlayan yapıları oluşturur. Amino asitler “kovalent bağ” ile birbirine eklenerek kısa zincirler oluşturur ve bu polimer zincirlere de “Peptid” denir. Amino asitler birleşerek uzun zincirler de meydana getirebilir ve bunu yaparak oluşturdukları yapıya da “Polipeptid” ya da bilinen adıyla protein denir. Yani canlılığın yapı taşlarından biri olan proteinler, amino asitlerin oluşturduğu uzun polimer zincirlerdir. mRNA moleküllerini birer kalıp olarak kullanan Ribozom, hücresel faaliyetler esnasında amino asitlerin uç uca eklenmesini ve uzun polimer zincirler yani proteinleri oluşturmasını sağlar.
İnsan bedeninde birçok farklı çeşitte amino asit bulunsa da bu yapıların tamamı her proteinin yapısına dahil olmaz. Farklı polimer zincirler için farklı amino asitler kullanılırken, vücuttaki tüm amino asitlerin sayısı da eşit oranda değildir. Zira bazı proteinlerde sayısı çok az olan amino asitler kullanılırken, bazılarındaysa en fazla olan amino asitlerden uzun polimer zincirleri yapılmaktadır. 20 amino asidin farklılaşması sonucunda oluşan polipeptidler yani proteinler, böylece yaşamsal faaliyetlerin yürütmesini sağlar. Amino asitler proteinlerin yapısına katılırken birçok farklı büyüklükteki molekülün sürece dahil edilmesi ile farklı yapıların oluşması da söz konusudur. Zira metaller ya da metal içeren yapılar dahi bu sürece amino asitlerle birlikte dahil edilebilmektedir.
Uzun polimer zincirler olan Polipeptid yani proteinlerin oluşmasını sağlayan amino asitlerin 10’u, “ana amino asitler” olarak isimlendirilir. Bu 10 temel amino asit her ne kadar proteinlerin oluşumuna katıldığı için canlılık için kritik derecede öneme sahip olsa da, insan vücudu bu amino asitleri kendi başına sentezleyemez. Temel amino asitler vücutta sentezlenemediği için dışarıdan alınmaları gerekmektedir. Bu amino asitlerden olan Arjimin, Histidin ve Sistein gibi yapıların özellikle gelişme çağındaki çocuklar tarafından düzenli aralıklarla alınması gerekir. Ayrıca çocuklarda sentez işlemlerinin yürütüldüğü kompleks sistemler tam olarak gelişmediğinden, bu yapı taşlarının alınması daha da önem kazanmaktadır.
Amino asitlerin vücuda beslenme yoluyla alınmasında hiç bir sakınca yokmuş gibi görünse de, beslenme düzenine amino asit takviyeleri yapılmadan önce muhakkak önce gerekli testlerin yapılması ve görüş için uzman bir hekime danışılması gerekir. Zira bazı amino asitlerin alınması sadece bir takım özel durumlarda bir gereklilik haline dönüşmektedir. Bilinçsizce gelişim ya da kas kütlesi arttırmak için alınan amino asitler yarar getirmenin ötesinde kronik hale gelebilen ciddi sağlık sorunları yaşanmasına da sebep olabilir. Bu nedenle amino asit alımı ile ilgili konunun uzmanı bir doktora başvurmak oldukça önemlidir.