Atom bombasının icadı ve etkileri
Tamamen “kontrolsüz” biçimde gerçekleşen bir patlamaya neden olduğu için son derece tehlikeli bir silah olan atom bombası, ortaya çıkan devasa miktardaki enerji nedeniyle geniş kitleleri etkileyebilir. Atomaltı seviyede gerçekleşen bir işlem nedeniyle bu denli muazzam miktarda enerjinin açığa çıkması ilk bakışta şaşırtıcı gelse de, yüksek oranda zenginleştirilmiş Uranyum ve Plütonyum gibi elementlerin çekirdek tepkileri atom bombasının bilinen en tehlikeli silahlardan biri yapmaktadır. Dünyamız bu geri dönüşü olmayan hasarlara neden olan silahla, 2. Dünya Savaşı döneminde yapılan gizli çalışmaların ardından tanışmıştır. Almanya, İngiltere ve Rusya gibi birçok devletin atom çekirdek tepkimesi üzerinde çalıştığı bilinse de, bu çalışmaları büyük bir hızla ve son derece gizli bir biçimde geliştiren ABD ilk atom bombasını yapmıştır.
1940’lı yıllarda ABD’nin çalışmalarının yapıldığı Klimorton’da yıllar sonra engelli çocuk doğum oranı artmış, çevreye yayılan radyasyon yıllar boyunca etkili olmuştur. Atom bombasının etkileri gerçek anlamda ünlü Manhattan Projesi esnasında anlaşılmıştır. Bugün dahi pek çok komplo teorisine konu olan, hakkında kitaplar yazılan ve filmler çekilen Manhattan Projesi ile atom bombasını tutarlı bir hale gelmeyi başaran ABD, 1945 yılında Japonyalara karşı bu ölüm kusan silahı kullanmıştır. 6 Ağustos 1945 tarihin önce Hiroşima’ya, 3 gün sonra 9 Ağustos 1945 yılında da Nagazaki’ye atom bombası atan ABD, bu tarihin hatırlanmak istenmeyen girişimi ile 2. Dünya Savaşı’nı fiilen bitirmiştir. Atom bombasının yıllar sonrasında dahi Hiroşima ile Nagazaki’de insanları etkilemeye devam etmesi, bombanın etkilerinin ne kadar uzun süreli olduğunun da anlaşılmasını sağlamıştır.
Atom bombasının fiziksel özelliklerini tarih etmek için birçok örnek verilse de, aslında bu silahın etkilerinin en önemlisi psikolojik bir unsur haline dönüşmesidir. Bir “strateji silahı” haline gelen atom bombası, insanoğlunun termonükleer gücün şiddetini fark etmesi ile birlikte caydırıcı bir unsura dönüşmüştür. Küresel siyasette ülkelerin birbirine stratejik üstünlük sağlamasına yardımcı olduğu “düşünülen” atom bombası, ülkelerin gücünü temsil eden bir simge haline gelmiştir. Atom bombasının her ne kadar önce 2. Dünya Savaşı’nda Adolf Hitler önderliğindeki Nazilere atılması düşünülse de, Nazi Almanya yenildikten sonra deneme tahtası Japonya olmuştur. Tarihe kara bir leke olarak geçen bu atom bombası kullanımı, radyasyon nedeniyle bölgenin onlarca yıl ölüm kusmaya devam etmesini sağlamıştır.