Çevre felaketleri ve nedenleri
Nükleer bir enerji tesisinde meydana gelen bir arıza nedeniyle çevreye radyoaktif atıkların salınmasından petrol yüklü bir tankerin kaza yapmasıyla birlikte okyanusa ham petrol akmasına kadar işin içinde insan parmağının olduğu tüm felaketler, genel olarak çevre felaketleri olarak isimlendirilir. Yanardağ patlamaları, meteor çarpması, sel ya da hortum gibi olayların tamamı insan faktöründen bağımsız olarak geliştiği için “doğal felaketler” statüsüne sahip olurken, çevre felaketlerinin tamamında doğrudan ya da dolaylı olarak insan unsuru söz konusudur. Birbiriyle ilişkili pek çok zincirleme olayın bir arada gerçekleşmesi sonucunda da meydana gelen çevre felaketleri, ilk bakışta doğal nedenlerle kaynaklanmış gibi görünse de yapılan incelemeler sonucunda olayların gelişmesine neden olan unsurun insan olduğu görülür.
Modern teknolojinin yoğun bir biçimde kullanıldığı sanayi tesisleri, petrol yakıtlı ulaşım araçları ve bilinmiyor olmasına karşın artan insan nüfusunu beslemek için kapalı alanlarda beslenen milyarlarca çiftlik ve kümes hayvanı; küresel ısınmanın tetiklenmesine neden olmaktadır. İnsanın kendi eliyle gelişimine destek verdiği küresel ısınma, yakın gelecekte dünya gündeminin ilk maddesini oluşturacak bir çevre felaketi olma potansiyeline sahiptir. Ozon Tabakası incelmesi sonucunda dünyanın koruma kalkanının zayıflaması da önemli bir çevre felaketi nedeni olabilir. Bilindiği kadarıyla 1945 sonrasında insanoğlunun nüfusu 2 kat artmış olsa da, gelişen teknoloji sebebiyle enerji ihtiyacı yaklaşık olarak 4 kat artmıştır. Bu durumda elektrik enerjisi ihtiyacının karşılanması için “nükleer santral” oluşumlarının tercih edilmesine neden olmuştur ki, bu tesislerde meydana gelebilecek en küçük bir arızanın dahi ne büyüklükte çevre felaketlerine neden olabileceği Çernobil örneğinde herkes tarafından görülmüştür.
İnsanoğlunun elektrik enerjisi ihtiyacını karşılamak için kurduğu nükleer enerji tesisleri dışında yaptığı barajlar da birçok gölün ve akarsuyun beslenmesini kesmiştir. Örneğin Aral Gölü’nü besleyen ırmak kollarının üzerine yapılan barajlar gölün yıldan yıla küçülmesine neden olmuştur ki, bu da ekolojik dengeyi ciddi derece etkileyen önemli bir çevre felaketine neden olabilecek kadar önemli bir olaydır. Ayrıca 2. Dünya Savaşı esnasında ABD güçlerinin Hiroşima ve Nagazaki’ye attığı atom bombaları da yıllarca süren bir çevre felaketi yaşanmasına sebep olmuştur. İnsanoğlu kendi çıkarları doğrultusunda sömürgecilik faaliyetleri esnasında bulaşıcı hastalıkların bilinçli bir şekilde dahi yayılmasına neden olarak, insanoğlu dışında diğer canlıların da ciddi şekilde etkilenmesini sağlamıştır. Gün geçtikçe yepyeni sorunlarla karşılaşan insanlar tamamen kendilerinin neden olduğu felaketler sebebiyle dünya üzerindeki yaşamlarını ciddi derece tehlikeye atmaktadır.