Demokrasinin tarihçesi
Bir ülke içinde yaşayan tüm vatandaşların devlet politikaları üzerinde eşit haklara sahip olması olarak tanımlanabilen demokrasi, dünyanın tüm modern ülkelerinde benimsenmiş bir yönetim şeklidir. Demokrasi çoğu insan tarafından yalnızca devlet yönetimi için geçerli olan bir tanım olarak düşünülse de, aslında üniversiteler, sivil toplum organizasyon ve çeşitli sendikalar da demokrasi ile yönetilir. Küresel anlamda modern yaşamın bir parçası olarak demokrasinin ortaya çıkışı, binlerce yıl öncesine dayanmaktadır.
Milattan önceki dönemde Antik Yunan toplumunda ilk olarak Aristo ve Eflatun gibi filozoflar tarafından ortaya atıldığı düşünülen demokrasi kavramı, yüzlerce yıllık gelişimin ardından modern dünyada uygulanan şeklini almıştır. Antik Yunan filozofları tarafından ortaya ilk atıldığında gülünç bulunan demokrasi yönetim modeli, ayak takımının ülkeyi yönetmesi olarak algılanmıştır. Her ne kadar Antik Yunan zamanında demokrasi kavramı alay konusu olsa da, insanlık tarihi boyunca birçok yönetim şekli geldiği gibi geçmiş ancak demokrasi günümüze dek gelişmesini sürdürmüştür.
Eski Yunan’da bilhassa Atina yönetiminin günümüzde algılanan demokrasi kavramına ilk benzer özellikler gösteren yönetim biçimi olduğu söylenebilir. Günümüzde demokrasi her ne kadar ülke vatandaşlarının tümüne yönetim hakkında söz söyleme hakkı verse de, Eski Yunan zamanında bu mecliste fikir beyan etme hakkı yalnızca belirli bir zümrenin tekelindeydi. Söz de her insanın Atina yönetimi hakkında söz söyleme hakkı bulunsa da kadınlar, köleler ve şehir içinde doğmamış olanlara bu tür bir hak tanınmamaktaydı.
Takip eden süreçte Roma İmparatorluğu’nun yönetim biçiminin temsili bir demokrasi olduğu söylenebilse de, kuşkusuz bu dönemde de birçok eksik bulunmaktaydı. Orta Çağ döneminde demokrasi adına atılan en büyük adımsa, İngiltere’de hem kralın hem de kilise papazlarının yetkilerinin Magna Carta Sözleşmesi olarak bilinen belge ile sınırlandırılmasıdır. 1265 yılında Magna Carta doğrultusunda ilk seçimler yapılsa da, halkın oldukça az bir kısmı oy verebilmişti. Pratik olarak sözleşme insanlara tam anlamıyla bir demokrasi ortamı sağlamasa da, teorik olarak bu adımda atılan oldukça büyük bir adımdır. Devam eden yüzyıllarda Avrupa coğrafyasında birçok devlette demokrasi izleri görülmüş ve sonrasında günümüzün demokrasi temelleri daha da sağlamlaştırılmıştır.