Depresyonun nedenleri
Hayat her zaman akışında gitmez. Yani akıştan kasıt insanları mutlu ve mesut eden gelişmelerle ilelebet sürmez. Arada inkıtalara uğramasının sebebi de, mutluluğun ve mesut olmanın ne derece önemli olduğunu anlatmak içindir. Ama insanların buradan aldıkları mesajlar çok farklı olduğundan, genelde huzursuz ve mutsuz olduklarında kendilerini depresyona girmiş hissederler.
Depresyon nedir?
Psikoloji ilminde kişinin kendisini “tükenmişlik içerisinde addetmesi “ olarak afide bulan bu kavram, genel anlam kişinin hayattan zevk ve tat alamaması, üzerine yağan dert ve gamların sanki ona has bir olay olduğunu kişinin hissetmesi, ve sonun terk-i hayat ettirecek bir seviyeye ulaşması.
Depresyonun nedenleri
İlk olarak nedenlerin başında insanın sürekli bir mutluluğa ihtiyaç duymak istemesi ve bunun peşinden koşarak, kendisini tatmin edememesidir. Çünkü insan yaşadığı sürece kendisine dünyada rahat elbette yok. Bu fıtrata gizlenmiş bir durum. Dolayısıyla insanın kendisini ve hayatı tanımamış olması, hayattan beklediklerini yanlış tayin etmesine neden oluyor. Söz konusu tayinler teğet geçince de kendisini hayata kapatıyor. O zaman bu durumdan kurtulmanın yolu, hayatta mutlu olmak için değil, sürekli bir çalışma ve dinamizmi yaşamak adına düşüncelerimizi resetlemeliyiz. Çünkü çalışmak demek, mücadeleyi ve sorunların üstesinden gelme bilincini insana kazandırır.
İkinci bir sebep olarak insanların yaşadığı hayal kırıklıkları. Elimize geçmesini beklediğimiz herhangi bir şeyin, geçmeden bizden gitmesi. Bu durumda elimize geçecek olan şeye dair kurduğumuz hayalleri kayıp ederiz. Söz konusu kayıp edilen belki nesne değildir, ama hayallerdir. İnsanı etkileyende zaten budur. O zaman bu durum karşısında yaşanan depresyonda, hayatı anlamamanın bir tezahürü olarak nitelendirilir. Çünkü, kasib olan insan, çalışıp, hareket etmekle vazifeli. Ancak yaratmakla vazifeli değil. Şayet Allah dilerse, kulunun çalışmasının semeresini verir, dilerse vermez. Bu sünnetullah kaidesinin bilinmiş ve anlaşılmış olması, hayal kırıklıklarından dolayı üzülmeyi değil, şükretmeyi ve yola devam etmeyi gerekli kılar.