Dünyanın 7 harikası
Bilinen insanlık tarihinin antik olarak adlandırılan döneminde inşa edildikleri için Antik Dönemin Yedi Harikası olarak da anılan ve tamamı insanlar tarafından yapılan “Dünyanın 7 harikası”, binlerce yıldır insanların mimariyi bir sanata dönüştürme çabasının günümüzde yaşayan örnekleridir. Dünyanın 7 Harikası olarak anılmasının nedeni olarak ünlü tarihçi Heredot gösterilir ve Heredot’un M.Ö. 5. yüzyıl civarında yazdığı kitabında kullandığı bir deyimdir. Ancak şuanda insanoğlunun 7 harika olarak tanımladığı yapı ve yapıtlar, M.Ö. 2. yüzyıl civarında şekillenmiştir. M.Ö. 4. yüzyılda tarihçi Antipatros’un “Dünya’nın Yedi Harikası Üzerine” adlı kitabı da, eski dönem yapıtları hakkında geniş bilgi veren en eski kaynaklardan biridir.
Sanılanın aksine, Mısır’ın Gize şehrinde yer alan ünlü Mısır Piramitleri’nin üçü de Dünyanın 7 Harikası’na dahil değildir ve bu üçlüden yalnızca “Keops Piramiti” bu kapsama alınmıştır. Firafun Khufu (Keops) tarafından M.Ö. 2560 yılında yaptırıldığı kabul edilmiş bir piramit olan Keops, 150 metreye yakın yüksekliği ile 4300 yıl boyunca dünyanın en yüksek yapısı olarak kalmıştır. Diğer Dünyanın 7 Harikaları arasında en yaşlı yapı olmasına rağmen, günümüzde ilk günkü formunu kaybetmeden ayakta kalan tek yapı Keops Piramiti’dir.
Mezopotamya’daki kurak çölün ortasında yemyeşil ve içerisinde sular akan bir bahçe hayaliyle M.Ö. 7. yüzyılda ünlü Babil Kralı Nebukadnezar tarafından yaptırılmıştır. Orijinali çok katlı bir yapı olan Babil’in Asma Bahçeleri; ağaçlar, havuzlar, tropikal bitkiler ve farklı hayvanların bulunduğu doğal bir alan görünümüne sahip bir alandı. Günümüzde Babil’in Asma Bahçeleri’nden kalan herhangi bir kalıntı dahi yoktur ve bu bahçelerin gerçek olduğu, tarihsel süreç içerisinde birçok farklı yazarın kitaplarında detaylı ve birbirine benzer tanımlar kullanmasından dolayı kabul edilmiştir.
Yapımına M.Ö. 8. yüzyılda başlandığı düşünülen ülkemizin en önemli tarih miraslarından biri olan Artemis Tapınağı, Efes bölgesinde yer alan ve Lidya Kralı Croesus tarafından antik dönem tanrıçası Artemis’e ithafen yapılmış bir yapıdır. İçerisinde o dönemin en büyük heykeltıraşlarının yaptığı bronz heykeller olan Artemis Tapınağı, Yunan mimar Chersiphron tarafından inşa edilmiştir. M.Ö. 356 yılında Herostratus tarafından yıkılan Artemis Tapınağı’nın, bu şekilde ölümsüzleşeceğine inanılmıştır. Tapınağın yıkıldığı gece dünyaya geldiği söylenen Büyük İskender, daha sonra Artemis Tapınağı’nın yeniden yapılması için yardım teklif olsa da, yardım teklifi cevapsız kalmıştır.
Olimpiyatlara verdiği söylenen şehir olan Olimpia’da yapılan bir heykel olan Zeus Heykeli, Yunan mitolojisindeki tanrıların tanrısı Zeus’a ithafen yapılan olimpiyat oyunlarının da simgesidir. 12 metre yüksekliğinde olan Zeus Heykeli; altın, fil dişi ve çeşitli metallerle süslenmişti. Zeus Heykeli’nin akıbetiyle ilgili çeşitli iddialar olsa da, günümüzde kesin olarak bu heykele ne olduğu bilinmemektedir.
Güneş tanrısı Helios için Rodoslular tarafından yapılan Rodos Heykeli, 30 metreyi geçen bir yüksekliğe sahip demir ve taşlarla desteklenen bir yapıdır. Tamamlandıktan yalnızca 56 yıl sonra yıkılan Rodos Heykeli, bu kısa süre içerisinde güzelliği ve ihtişamı ile insanları büyüleyerek Dünyanın 7 Harikası’ndan arasına girmeyi başarmıştır. Rodos Adası sakinleri için bir simge olması kadar devasa yüksekliğinin de insanların etkilenmesinde büyük payı vardır. M.Ö. 282 yılında yapımı tamamlanan Rodos Heykeli, 56 yıl sonra yaşanan bir deprem nedeniyle çökmüştür. 654 yılına kadar tüm yıkılan Rodos Heykeli’nin molozları olduğu yerde bırakılmasına rağmen bu tarihte Arapların Rodos Adası’nı fethiyle, heykelin tüm kalıntıları bir Yahudiye satılmıştır.
Mısır’daki Faros Adası’na yapılan İskenderiye Feneri, bu yıkı bölgesindeki denizcileri tehlikeli kaya parçalarına karşı uyarmak için inşa edilmiştir. Büyük İskender zamanında yapımına başlanan İskenderiye Feneri, daha sonra M.Ö. 290 civarında tamamlanmıştır. 166 metre gibi günümüz için dahi muazzam bir yüksekliğe sahip olan İskenderiye Feneri, hala günümüz insanlık tarihi boyunca yapılmış en yüksek deniz feneridir. Bronzdan yapılma cilalı aynalarıyla gündüz vakitlerinde de güneş ışığını yansıttığı için, birçok insan tarafından büyülü olduğu dahi düşünülmüştür. 955 ve 1302 yılında yaşanan 2 depremle kısım kısım çöken İskenderiye Feneri kalıntıları, daha sonra Memlük Sultanı KaitBay tarafından kale yapımında kullanıldı.
M.Ö. 350 yıllarında yapılan ve günümüzde Bodrum civarında bulunan Halikarnas Mozalesi, Kral Mausollos için yapılan bir anıt mezardır. İyonya tartı kolonlarla süslenen geniş avlusu ve ince mezar odası tasarımıyla dönemin en ince detaylara sahip yapılarından biri olan Halikarnas Mozalesi, 45 metre yüksekliğine sahipti ve yapının 4 köşesinde 4 farklı heykeltıraşın yaptığı 4 heykel bulunuyordu. Tarihsel süreç açısından tanrıların değil de insan ve hayvanların heykellerinin ilk olarak yapılmasından dolayı, Halikarnas Mozalesi farklı bir öneme sahiptir. 15. yüzyıla kadar sağlam kalan yapı, bu dönemde bölgeye gelen Aziz John Şovalyeleri tarafından Bodrum Kalesi’ni inşa etmek için parçalanmış ve taşları kalenin yapımında kullanılmıştır. Günümüzdeki Bodrum Kalesi’nin neredeyse tüm taşları, Halikarnas Mozalesi’ne aittir.
Rahnansaika