Gazi Osman Paşa hayatı ve Plevne Savunması
19. yüzyılda yaşayan ve gerçek adı Osman Nuri olmasına karşın Gazi Osman Paşa olarak bilinen Osmanlı komutanı, Kırım Savaşı’ndaki kahramanlığı ve özellikle Plevne Savunması ile adını sadece Osmanlı tarihine değil dünya tarihine yazdırmış bir kişilik olmayı başarmıştır. 1832 yılında Tokat’ta dünyaya gelen Osman Nuri Paşa, önce Beşiktaş Rüştiye Mektebini sonrasında da Kuleli Askeri Okulu’nu bitirdi. Harbiye’den ikincilik derecesiyle mezun olduğunda henüz 20 yaşında bir delikanlı olan Osman Nuri, Harp Akademisinde eğitim alırken çıkan Kırım Savaşı nedeniyle Tuna’ya gönderildi. Kırım Savaşı boyunca Tuna hattında görev alan ve yaklaşık olarak 4 yılını cephede geçiren Osman Nuri önce Teğmen, savaşında sonlanmasıyla da yüzbaşı oldu. Lübnan’dan Girit’e birçok yere tayin edilen Gazi Osman Paşa, bu tayin sürecinin sonunda bir Albay olarak İstanbul’a dönmüştür.
Albay olarak Yemen’de görev yapan sonrasında Paşa unvanı alarak Rumeli’ye gönderildi. 1876 yılında Osmanlı Sırbistan arasındaki ilişkilerin gerilmesi ve Sırpların açıkça Osmanlı Devleti’ne yaptırım uygulaması, Gazi Osman Paşa’nın da Vidin komutanlığına getirilmesine neden olmuştur. Osman Paşa burada önce İzver ve Zayçar’ı Sırpların elinden geri almayı başardı ve tek amacı olan Belgrat’a yürümek istediyse de, Serasker buna izin vermedi. Osmanlı Devleti’ndeki Serasker yapısı, günümüz Türkiye Cumhuriyeti’ndeki Milli Savunma Bakanlığı’na benzetilebilir. Gazi Osman Paşa İzver tepesini aldıktan sonra emrindeki kuvvetlerle birlikte Belgrat’a yürümek istedi lakin şartları değerlendiren Osmanlı Seraskerinden paşaya izin çıkmadı.
Sırplara karşı gösterdiği başarı ile birlikte Osmanlı Devleti’nde “Müşir” denen mareşallik rütbesine yükselen Gazi Osman Paşa, bunun ardından da adını tarih sayfalarına koyu harflerle yazdıracak olan ünlü Plevne Savunmasını yapmak üzere görevlendirildi. 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı yani eskilerin deyimi ile “93 Harbi” başlayınca Gazi Osman Paşa acilen göreve çağırıldı. 145 gün süren Plevne Savunması esnasında geliştirdiği taktikler ile Rusları şaşkına çeviren Osman Paşa, siper kazma gibi günümüz savaş stratejilerinin temeli olan bir konuda da yaratıcı fikirleriyle dikkat çekmiştir. Ağır şartlarda geçen savunma esnasında psikolojik savaş taktikleri uygulayan ve inanması güç olsa da kapana kısılmış haldeyken savunmayı yarmayı başaran Osman Paşa’nın “Gazi” unvanı da, savunmayı yararken yaralanmasından gelmektedir.
Kuşatmayı yaran ve şehir dışına çıkarken ağır şekilde yaralanan Gazi Osman Paşa Rusların eline esir düşmüş ancak gerek askeri dehası gerekse de kişiliği ile Rus çarının dahi saygısını kazanmıştır. 5 Nisan 1900’de öldüğünde 68 yaşında olan Gazi Osman Paşa, 2. Abdülhamid’in emriyle Fatih Camii avlusuna gömülmüştür.