Geçmişteki iletişim araçları
İnsanlık tarihinin en eski dönemlerinden bugüne insanoğlu çeşitli aletler ve araçlar kullanarak birbirleri ile iletişim kurmanın bir yolunu bulmuştur. İnsanın sosyal bir varlık olmasından kaynaklanan bu iletişim ihtiyacı, M.Ö. 3000’lerde Mısırlıların “Hiyeroglif” adı verilen yazı sistemini bulmasından günümüze varlığını sürdürmüştür. Modern toplumda milyonlarca insanın yaşadığı şehirlerde hızlı iletişim kurmak bir ihtiyaç haline gelmişken, günümüz insanının teknolojik cihazlar olmadan yaşaması imkansız hale gelmiştir. M.Ö. 1300’lerde Mezopotamya coğrafyasında Sümerler ile başlayan düzenli alfabe, geçmişte kullanılan iletişim araçlarının ilki olmuştur.
Mısır ve Çin’de kullanılan “Papirüs” ismindeki kağıtlar sayesinde insanoğlu uzak mesafelerle iletişim kurmayı başarmış ve dünya üzerinde yaşayan halklar birbirleri ile etkileşim haline geçmiştir. Günümüzde “uluslararası iletişim” başlığı altında incelenen birçok kavramın da ortaya çıkmasını sağlayan bu gelişmeler, insanların birbirleri ile daha da hızlı iletişim kurmak istemelerine neden olmuştur. Çağ’ın teknolojik icatlar ile değişmesiyle birlikte insanoğlu belirli merkezlerde yoğun nüfuslar oluşturmuş ve hızlı iletişim kurmak çağın gereksinimi haline dönüşmüştür. 1820 yılında Oersted elektromanyetik dalga boylarını keşfetmiş ve böylece insanlık için yepyeni bir iletişim alanı doğmuştur.
Günümüzde kullanılan modern iletişim araçlarının atası olarak kabul edilen radyo gibi birçok icat, takip eden süreç içerisinde özellikle Avrupa’da geniş yankı uyandırmış ve kısa zamanda dünya geneline yayılmıştır. İnternetin vazgeçilmezlerinden olan görüntülü iletişim babası olarak kabul edilen Fransız bilimadamı Niepce 1826 yılında fotoğraf çekmeyi başarmış ve insanoğlunu “görsel iletişim” kavramıyla tanıştırmıştır. 1936 yılına kadar çok hızlı bir gelişim süreci gösteren iletişim sektörü, İngiliz Cooke’nin telgrafı bulmasıyla daha da gelişmiştir. Telgraf insanların binlerce kilometre uzaktaki kişiler ile hızlı bir şekilde iletişim kurmasını sağlayarak, geçmiş iletişim araçlarının tamamen farklı bir alanda incelenmesini sağlamıştır.
1843 yılında Samuel Morse’un ünlü “Mors Alfabesi”ni bulmasıyla geliştirilen telgraf makineleri, her insanın bu yeni teknolojisi kullanabilmesini sağlamıştır. Mors Alfabesi ile insanlar kullanımı son derece basit bir hale gelen telgraf aletlerini dünya genelinde kullanmaya başlamış ve böylece “küresel iletişim” kavramı ortaya çıkmıştır. 1867 yılında icat edilen daktilo her insanın evinde bir matbaa sahibi olmasına imkan tanımış ve insanlar birbirleri ile özgürce iletişim kurmaya başlamıştır. 1876 yılında Graham Bell’in telefonu icat etmesi ile günümüze dek uzanan “cep telefonu” sektörü gelişmeye başlamış ve son olarak internet ile iletişim saniyeler ile ifade edilen bir düzeye gelmiştir.
bulamadım+beğenmedim +hiç güzel değil