Geometrinin tarihçesi
İnsanoğlunun çevresinde gördüğü doğa şekillerinden esinlenerek üzerinde düşünmeye başladığı bir bilim alanı olan geometri, yaradılıştan itibaren sahip olunan sezgilerin kullanılmasıyla cisimleri ölçme ve daha çok bilgi sahibi olma ihtiyacı hissedilmesiyle gelişmiştir. Milat öncesi döneme gidildikçe Mezopotamya coğrafyasında var olmuş birçok uygarlığın geometrik şekillerle yakından ilgilendiği bilinmekte ve ayrıca en son yapılan incelemeler doğrultusunda dünyanın pek çok farklı coğrafyasında da benzer özelliklere sahip toplumlar olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle geometrinin insanın varoluşundan bu yana üzerinde düşündüğü bir bilim dalı olduğu söylenebilir.
Üçgen ve dörtgenlerin kenar uzunlukları ile açılarının ölçülmesine yönelik ilk çalışmaların Mısırlı bir bilimadamı olan Ahmes tarafından yapıldığı tahmin edilmiştir. M.Ö. 1550 civarında yaşamış olan bir bilim insanı olan Ahmes tarafından papirüs üzerine bazı şekiller çizilmiş ve bir takım hesaplamalar yapılmıştır. Ahmes’in çizdiği şekillerin ve yaptığı hesaplamaların bulunduğu papirüs ile insanoğlunun binlerce yıl öncesinde dahi geometriyle ilgilendiği ortaya çıkarılmıştır. Bu dönemden daha önce var olmuş birçok toplumun geometriye doğrudan ya da dolaylı olarak ilgi duyduğu bilinse de, bu toplumların geometri bilgisinin ne düzeyde olduğunu kesin olarak gösterecek yazılı kaynaklar olmadığından bu konuda öncü toplumun Mısırlılar olduğu söylenmiştir. Ayrıca medeniyet tarihinin başlangıcını işaretleyen Sümerlerin de geniş ölçekli geometrik çalışmalar yaptığı bilinmektedir.
Bilinen insanlık tarihinin erken dönemlerinde yapılan çoğu geometrik çalışmaya insanoğlunun gökyüzüne olan merakının esin kaynağı olduğu düşünülmektedir. Gökyüzündeki yıldızları merak eden insanlar uzayı gözlemeye başlamış ve yıldızların belirli periyotlarda hareket ettiğini fark etmiştir. Çoğu yıldızın hayali olarak birleştirilmesiyle ortaya bir takım geometrik şekiller çıkması, insanların bu şekiller ile ilgili daha fazla araştırma yapmasına neden olmuştur. Medeniyet tarihinde geometri üzerine Eski Mısır toplumu kadar geniş içerikli araştırmalar yapan bir diğer toplum da Çinlilerdir. Gelişmiş örneklerin yer aldığı Çin yazılı kaynaklarının bazıları, Milattan Önce 20. yüzyıla tarihlendirilmektedir. Ünlü Pisagor Teorisi’ni herhangi bir dayanak göstermemiş olsa da kullanmış olan Çinliler, dik açılı üçgenler üzerine birçok çalışma yapmıştır.
Günümüzde Batılı bilim insanlarının kendilerine ata olarak benimsediği ve medeniyetin büyük ölçüde gelişim merkezi olarak kabul ettiği Antik Yunan medeniyeti ise, sanılanın aksine geometriyle çok sonları tanışmıştır. Thales gibi büyük düşünürlerin geometri alanındaki çalışmaları M.Ö. 6. yüzyıla rastlamaktadır. Ayrıca Hintlilerin de bazı geometrik çalışmalar yaptığı bilinse de, bu çalışmaların herhangi bir matematiksel dayanağının olmadığı ve tahmin üzerine gelişi güzel çalışmalar olduğu da bir gerçektir. Antik Yunan ve sonrasında Romalılar tarafından arazi ölçüm işlerinde kullanılan geometrik hesaplamaların büyük ölçüde Thales’in çalışmalarına, Thales’in çalışmaları ise Eski Mısır ve Mezopotamya medeniyetlerine dayanmaktadır.
Rahnansaika