Göktanrı dini
Türk ve Moğol toplumlarının günümüzde sahip olduğu inanç sistemlerinden çok daha öncesinde kabul ettiği Göktanrı dini, “Tengricilik” olarak da tanımlanan ve günümüzde Şamanizm, Totemizm gibi antik inanç sistemleri ile birlikte incelenen bir inançtır. Tanrı kelimesinin Antik Türk ve Moğol toplumlarında “Tengri” olarak kullanılması, Göktanrı dininin Tengricilik olarak adlandırılmasına da neden olmuştur. Arkeoloji ve tarih biliminin yakından ilgilendiği Göktanrı dini, binlerce yıl öncesinde dahi var olan ve Orhun Yazıtları’nda da bulunan bir inanç sistemidir. Göktanrı dini tüm göklerin “Tengri” tarafından yani tek ve mutlak güç olan Tanrı’nın gücüyle yaratıldığını söyler ve yeryüzünde de geçmişte yaşayan bazı insanların ruhlarının dolaştığına inanır.
Göktanrı dininde önemli bir kavram olan Ötüken Türkçede “Toprak Ana” olarak da bilinir. Tenricilik inancına mensup olan insanlar geçmişte Tengri’ye yönelik dualar ettiği gibi yeryüzünün gücü olan Ötüken’e ve dünyadaki güçlü ruhlara da büyük saygı göstermiştir. Göktanrı dininde dağlar, ırmaklar ve ağaçlar barındırdıkları ruhlar nedeniyle saygı duyulan bir öğe olduğu için çoğu zaman araştırmacılar Tengricilik’in cisimlere tapmak olduğunu düşünmüştür. Oysa Göktanrı dininde yalnızca tek tanrıya tapılır ve bu tür diğer ruhani güçlere yalnızca belirli bir oranda saygı duyulur. Yani Göktanrı dininde tanrı kavramı olarak tapılan yeryüzü, Ötüken veya ruhlar değil yalnızca Tengri’nin kendisidir.
Göktanrı dininde yeryüzündeki bazı coğrafi şekillere saygı duyulmasının temel nedeni, bu tür yeryüzü şekillerinin aslında Tengri’nin kudretinin birer göstergesi olmasıdır. Tengri’nin yüce varlığının yeryüzüne yansıması olarak da tanımlanabilen bu durum, Göktanrı dinine mensup olan insanların Tengri’nin yüce varlığının yansımasına saygı duyması şeklinde açıklanabilir. Göktanrı dininde yerin yedi kattan oluştuğuna inanıldığı gibi yeryüzünün de yedi kattan oluştuğuna inanılır ve bu katlar arasında çeşitli ruhani varlıklardan söz edilir. Göktanrı inancında birçok farklı varlığın gerçekliği kabul edildiğinden insanlar bu varlıklara belirli çerçevede saygı duyar ve yaşamlarını belirli kurallar dahilinde yönetir.
Tengricilik yeryüzünün belirli bir dengeye sahip olduğuna inandığından insanlar yaşamlarında bir takım noktalara dikkat ederek ve önce Tengri’nin kendisine daha sonra da Tengri’nin dünyadaki yansımasına büyük saygı duyarlardı. Göktanrı inancında insanoğlunun bazı davranışlarının yeryüzündeki dengeyi bozduğuna inanılırdı. Bu nedenle dengenin yeniden kazanılması için Tengri’ye kurban verme gibi bir takım ritüellerin yerine getirilmesine yönelik uygulamalar da bulunmaktadır.