Gotik mimari
Belki de dünyanın en meşhur gotik mimari örneği olan Notre Dame Katedrali, birçok bilim çevresinin uzun yıllar boyunca tartıştığı ve hala birçok insanın farklı görüşlere sahip olduğu bir konuyu gündeme getirmektedir ki bu konu da Fransız Mimarisi’nin kendisidir. Bazı sanat tarihçileri ve mimarlar Fransız Mimarisi olarak adlandırılan tarzın aslında gotik mimari olduğunu savunurken, bu fikre şiddetle karşı çıkanların sayısı da az değildir. Gotik mimariden bahsederken Saint Denis Kilisesi’nden bahsetmemek de şüphesiz pek de mümkün değildir.
12. yüzyıl Avrupa’sında hakim olan Romanesk akımdan gotik mimariye geçişi simgeleyen Saint Denis Kilisesi, günümüzde dahi bilinen insanlık tarihinin mimari gelişimi açısından büyük öneme sahiptir. Orta Çağ döneminin feodalite odaklı Avrupa toplumlarında asilzadelerin gösterişli yapılara sahip olması, çoğu insan tarafından normal karşılanır bir hale gelmiş ve toplum içerisinde statüyü belirten bir öğe haline gelmişti. 13. yüzyıla kadar Roman Mimari etkisinden kolay kolay çıkamayan Avrupa toplumları, daha sonra ani bir şekilde gotik mimarinin yerini alacak barok ekolüne kadar bu yeni tarzı benimsemeye başladı.
Avrupa’da giderek önemi artan “dini saray” akımına büyük katkıda bulunan gotik akım, Notre Dame Reims, Notre Dame de Chartres ve Notre Dame Amiens gibi mimari açıdan sıra dışı bir tasarıma sahip olan katedrallerin yapılmasını sağlamıştır. Palais des Papes gibi din merkezli saray yönetimi fikir yapılarının doğuşuna dahi yardımı bulunan gotik mimari, Hıristiyan toplumlar arasında bir inanç gösteri haline de dönüşmüştür. Avrupa toplumlarında yer alan farklı toplumların kilisesinin gücü, büyük oranda sahip oldukları gotik mimari etkileri taşıyan katedrallere bağlıydı. Napolyon dönemi ile yeni bir süreç içerisinde giren gotik mimari akım, Neo Barok ekolünün gelişmesine neden olmuştur.
İnsanlara göre kararsız bir yapıya sahip olan Neo Barok binalar, 19. yüzyılda gotik mimarinin yeniden popüler hale gelmesine neden oldu. Katolik kilisenin halka kilisesi sevdirme çabası içerisine girmesiyle önemi büyük oranda artan gotik mimari akımı, halkın kiliseyi daha çekici bulmasını dahi sağlamıştır. Dini bir politika aracı olarak ara dönemde uygulanan Barok mimari akımlarıysa, Avrupa toplumlarından beklediği ilgiyi bulamadı.