Kaygı bozukluğu nedir?
Türkiye’de görülen ruhsal sorunların başında, kaygı bozuklukları geliyor. Sadece Türkiye diyerek yanlış bir sınır çizmiş oluruz. Dünya üzerinde giderek ruhsal hastalıkların arttığını ve bu hastalıklar içerisinde kaygı bozukluklarının büyük bir yer kapladığını söyleyebiliriz. Bunun sebebi modern dünyanın insana sunmuş olduğu doyumsuz misyonun insanın yaşam tarzına daha doğrusu fıtratına ters gelmiş olması. Kaygı bozuklukları da kişinin sürekli kendisine zarar geleceğini hissetmesi ve bu düşüncesini yönetememesi demektir. Kişi terleme, çarpıntı, kalpte sıkışma ve daha fazla sancı ve ağrı çekerek tüm bunların daha büyük sonuçlar doğuracağını düşünerek, öleceğini veya büyük bir hastalığa kapılacağını sanmasıdır. Kişi kendisini korumak için işe gitmeme, evde iş yapmama, gereğinden fazla titiz davranma gibi bazı davranış bozukluğuna da sebep olabiliyor.
Kişi panik atak halindedir ve bu hayatında yaşam standardının düşmesine sebep olur. Bu tür bir kaygı bozukluğunun yanında, sosyal kaygı bozuklukları da insanların hayat standardını düşüren bir rahatsızlıktır. Sosyal kaygısızlıkta kişi kendisini sürekli bir rezil olma hissi içerisinde hisseder, toplum içerisinde konuşmaz ve sıkıntı çeker. Topluluğun veya kalabalığın arasına karışmamak için evden çıkmaz. Kişinin sosyal hayatında başarısız olmasına sebep olan bu durum kişinin alkol ve uyuşturucu madde gibi kötü alışkanlıklara müptela olmasına neden olur.
Tedavileri var mı?
Genelde 25 – 40 yaş arasında görülen bu ruhsal hastalıkların tedavisi mümkün. Ancak bazı kişiler kendisinde bir rahatsızlık olmadığını düşünerek, tedaviyi reddeder. İlaç tedavisi uygulanarak kaygı bozukluklarının düzeltilmesi söz konusu olmaktadır. Kendinizde hissettiğiniz kaygı durumları varsa ve bunlar hayat standardınızı bozuyorsa, durumu psikologlarla görüşmekten asla geri durmayın. Başarılarınız için önünüzde sağlıklı bir ruh hali sorun yaratıyorsa, o zaman başarılı olmak için ilk olarak ruhsal problemin ortadan kalkmasını sağlayın.