Mikrodalga fırının icadı
Tuhaftır ki, günümüzde dünyanın dört bir yanında milyonlarca insanın kullandığı mikrodalga fırınlar radarlar üzerinde deneyler yapan bir bilimadamının cebindeki çikolatanın eridiğini fark etmesiyle ortaya çıkmıştır. Yiyecekleri saniyeler için “radyo dalgaları ile kızılötesi ışınlar arasında kalan mikrodalga” kullanarak ısıtan mikrodalga fırınlar artık ülkemizde de neredeyse her evde kullanılır hale gelmiş durumda. Mikrodalga fırınların icadı 1945 yılına kadar uzanan oldukça ilginç bir hikayedir. Amerikalı bir mucit olan Percy Spencer tarafından icat edilen mikrodalga fırınlar günümüze dek yalnızca ABD’de 80 milyondan fazla satılmıştır. Kafe ve restoranlar gibi ticari işletmelerin de yiyecekleri ısıtmak için mikrodalga fırın kullandığı düşünülürse, sadece ABD’de milyonlarca insan mikrodalga fırınları doğrudan ya da dolaylı olarak kullanıyor demektir.
1945 yılında bir radar projesi yürüten Amerikalı mucit ve mühendis Percy Spencer, radar dalgaları üzerinde çeşitli çalışmalar yaparken tesadüf sonucu cebinde bulunan çikolatanın tamamen eriyerek sıvı hale geçtiğini fark eder. Bu olay Spencer’ın aklına hemen bir fırın fikri getirmiş ve çalışmasının yönünü radar yapımından fırına yönlendirmiştir. Mikrodalgaların sahip olduğu enerjinin yiyecekleri ısıtabildiğini fark eden Spencer, 2 yıl boyunca bu enerjiden faydalanma imkanı sağlayacak bir cihaz üzerine çalışmıştır. Nihayet 1947 yılında çalışmalarını başarılı bir şekilde tamamlayan Percy Spencer, patent başvurusunu yapmış ve kısa süre içinde patentinin kabul edilmesi ile mikrodalga fırının mucidi olarak bilim tarihine adını yazdırmıştır.
Günümüzde mikrodalga fırınlar son derece küçük boyutları ile mutfaklarda pratik bir alet olarak kullanılsa da, Spencer tarafından üretilen ve patenti alınan ilk cihaz tam 340 kilogram ağırlığındaydı. 1947 yılında üretilen ilk mikrodalga fırının boyu 180 santimetre kadardı ve ağırlığı sebebiyle yetişkin bir insan tarafından kaldırılması mümkün değildi. İlk bakışta sunduğu pratiklik sebebiyle tüm insanların ilgi göstereceği düşünülen mikro dalga fırınların pazara sunulması ile oldukça büyük bir hayal kırıklığı yaşanmıştır. Zira bir buzdolabı boyutlarında olan ve 340 kilogram ağırlığındaki mikrodalga fırını alarak mutfağına koymak, tüketiciler tarafından pek de cazip bir fikir olarak görülmemiştir. 1947 yılında Raytheon firması tarafından “Radarange” adıyla piyasa sürülen ilk mikrodalga fırınların tüketicilerden talep görmemesinin bir diğer nedeni de gerçek anlamda astronomik fiyata satılmalıdır.
1955 yılına kadar birçok insan tarafından geliştirilmeye çalışan mikrodalga fırınlar nihayet Tappan firması tarafından günümüzdekine yakın boyutlarda üretilebildi. Mikrodalga fırınların ağırlıklarının hatırı sayılır bir oranda azaltılması ve daha makul boyutlarda üretilmesi tüketicilerin bu pratik alete olan ilgisinin hızla artmasına neden oldu. Mikrodalga fırınların yaydığı mikrodalgaları, besinlerin içinde bulunan su, yağ ve şekerler tarafından emilir. Atomik ısınma olarak isimlendirilen bu olay maddenin temel yapı birimi olarak varsayılan atomların hareketlenmesine ve ortaya ısı enerjisi çıkmasına sebep olur. Cam, plastik veya porselen gibi kapların mikrodalgaları emmemesi, mikrodalga fırında yalnızca yiyeceğin ısınmasını ve kapların ısınmamasını sağlar.