Mostar Köprüsü ve hikayesi
Osmanlı İmparatorluğu’nun Avrupa’daki simgelerinden biri olan ve günümüzde Bosna-Hersek sınırları içinde yer alan Mostar Köprüsü, basit bir mimari yapı olmanın çok ötesinde gerek Boşnaklar gerekse de Osmanlı medeniyeti açısından simge haline gelmiş bir eserdir. Uygarlık tarihinin gelmiş geçmiş en büyük mimarlarından biri olarak kabul gören ve günümüzde dahi adı dünyanın dört bir yanında bilinen büyük usta Mimar Sinan’ın öğrencisi olan Mimar Hayreddin tarafından 1566 yılında yapılan Mostar Köprüsü, Neretva Nehri üzerinden geçmektedir. Bulunduğu yerleşim birimine adını veren Mostar Köprüsü, 1992 yılında Bosna-Hersek’te başlayan iç savaş sırasında zarar görmüş ve 1993 yılında da tamamen yıkılmıştır. Belirli bir kesimin
Bosna Savaşı bazı kesimlerin ise Bosna Soykırımı olarak tanımladığı süreçte ilk darbeyi 1992 yılında önce Sırplardan alan Mostar Köprüsü, 1993 Kasımında Hırvat tankları tarafından büyük bir tahribata maruz kalmış ve 427 yıllık yapı Kasım ayının sonunda da yıkılmıştır.
Boşnaklar kadar Osmanlı Devleti’nin yani bir nevi Türklerin de simgesi olarak kabul edilen Mostar Köprüsü’nün yıkılması için girişilen mücadele neticesinde köprü yıkılmış olsa da, 1997 yılında yapının yeniden inşası başlamıştır. 1566 yılında Mimar Hayreddin tarafında toplamda 456 parça kalıp taş kullanılarak kemer köprü şeklinde inşa edilen Mostar Köprüsü’nün yeniden inşasını UNESCO ve Dünya Bankası desteklemiştir. Köprünün inşa edildiği 16. yüzyılın sonlarında Osmanlı Devleti’nin bölgedeki idari merkezi haline gelen Mostar, stratejik ve jeopolitik önemi sebebiyle devletin Avrupa’daki en önemli topraklarından biriydi. Osmanlı mimarisinin günümüze ulaşan en önemli örneklerinden biri olan Mostar Köprüsü, inşa edildiği 16. yüzyılda Avrupa’daki mimari anlayışına göre döneminin oldukça ilerisinde teknikler kullanılarak yapılmıştı. Köprünün döneminin çok ilerisinde bir mimari anlayışla inşa edildiği zaten 427 ayakta kaldıktan sonra ancak uzun süren yoğun saldırılardan sonra yıkılması ile anlaşılmaktadır…
Mostar’ın Müslüman ve Hırvat kesimini birbirinden ayıran Mostar Köprüsü, Osmanlı Devleti’nin çok uluslu yapısının, etnik köken farklılıklarına ve farklı dini inançlara olan saygısının da bir sembolüdür. Bu anlayış Bosna’ya da yansıdığından köprünün yıkılması Bosna-Hersek’in hoşgörü ve kültürel çeşitliliğinin sembolünün de yıkılması manasına gelmiştir. Bir Türk iştiraki olan ER-BU tarafından inşası üstlenen köprünün yeniden inşasında kullanılmak üzere savaş sırasında Neretva Nehri’ne gömülen köprünün orijinal taşlarının çıkarılması gerekmiştir. Macar ordusu bu konuda yardım ederek dalgıç görevlendirmiş, köprünün orijinal taşları su altından vinçle çıkarılmasına karşın geçen zaman içinde su altında kalan taşlar kullanılamayacak kadar yıpranmıştır. Bunun üzerine 5 asır görmüş olan Mostar Köprüsü’nün yapımında kullanılan taşların yüzyıllar önce çıkarıldığı ancak dönemde kapalı olan taş ocağı yeniden açılmış, Mostar Köprüsü’nün yeniden inşasında kullanılmak üzere aynı taş ocağından yeniden taş çıkarılmıştır. 23 Temmuz 2004 tarihinde ise köprüyü Bosna-Hersek yetkilileri değil İngiliz Prensi Charles açmış, bir yıl sonra da Mostar Köprüsü Dünya Mirasları Listesi’ne girmiştir.