Nazım Hikmet ve eserleri
“Mavi Gözlü Dev ve Güzel Yüzlü Şair” gibi lakapları bulunan Nazım Hikmet Ran, yasaklanmış dahi olsa günümüzde Türk edebiyatının en büyük şairlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Eserleri ile Türk edebiyatına olduğu kadar Türk tiyatrosuna da katkı sağlayan Nazım Hikmet, çağdaş Türk tiyatrosunun kurucusu olarak kabul edilen Muhsin Ertuğrul ile birlikte Moskova’da birçok tiyatro oyunu üzerine de çalışmalar yapmıştır. Yasaklı olduğu dönem boyunca “Orhan Selim” takma adını da kullanan Hikmet, ünlü eseri “İt Ürür Kervan Yürür” isimli eserini bu takma isimle yayımlamıştır.
Nazım Hikmet, Türkçede “serbest nazım” kullanan şairlerin öncüsü olarak çağdaş Türk şiirinin en önemli isimlerinden biri ve belki de en önemlisi olmayı başarmıştır. Kendisi her ne kadar elde ettiği başarıları bizzat görme şansına sahip olamasa da, bugün itibarıyla dünya edebiyat çevrelerince edebiyat tarihinin en büyük şairleri arasında gösterilmektedir. 20. yüzyıl şairleri arasındaki yeri çok farklı olan ve bu nedenle de yalnızca ülkemizde değil dünya genelinde tanınan Nazım Hikmet, eserleri ile uluslararası bir şöhret sahibi de olmuştur. Nazım Hikmet hayatı boyunca belki de eserlerinden çok siyasi görüşüyle anılmıştır ve üyesi olduğu TKP(Türkiye Komünist Partisi) ile birlikte toplam 11 farklı davada yargılanmıştır.
Edebiyat hayatı boyunca güçlü kalemini her zaman özgürce ve çıkart gözetmeden kullanan Nazım Hikmet’in eserleri birçok dile çevrilmiştir. Türkiye’de yaşadığı hayatın büyük bir bölümünü cezaevinde geçiren şair daha sonra yaşamının sonuna kadar kalacağı Moskova’ya gitmiştir. Hakkında açılan davalar nedeniyle 1951 yılında “Türk vatandaşlığından çıkartılan” Nazım Hikmet, Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu eleştiren birçok şiir de yazmıştır. Cezaevine girdiği 1938 yılından itibaren Türkiye genelinde tüm şiirleri yasaklanan Nazım Hikmet, yaşamı boyunca da şiirlerinin Türkiye’de yayımlandığını görememiştir. Nazım Hikmetin yaşamını yitirmesinden iki yıl kadar sonra yeniden şairin adından ve eserlerinden söz edebilmek mümkün hale gelmiştir.
Moskova’ya yerleştikten sonra ölümüne dek geçen süre zarfında çalışmalarını sürdüren Nazım Hikmet’in eserlerinin bir kısmı ölümünden önce bir kısmı da ölümünden sonra yayımlanmıştır. 3 Haziran 1963 yılında yaşamını Moskova’da yitiren ve günümüzde mezarı hala Moskova’da bulunan Nazım Hikmet, Türk vatandaşlığına ancak 2009 yılında yeniden alınmıştır. 5 Ocak 2009 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile yeniden Türk vatandaşlığına alınan Nazım Hikmet, 58 yıl sonra yeniden resmi olarak “Türk” olmayı başarmıştır. Son olarak 2008 yılında Nazım Hikmet’in eşi Piraye Hanım’ın torunu sanatçının kişisel eşyaları içinde “Dört Güvercin” adında bir şiir ve 3 tane de bitirilmemiş roman taslağı bulmuştur.