Nemrut Dağı Efsanesi
Uzaylıların gizli üssü olmaktan büyücü tapınaklarına kadar hakkında birçok efsanenin bulunduğu Nemrut Dağı, Kommagene Kralı Antiochos’un hala bulunamayan kayıp mezarı ve bugüne dek keşfedilmeyi bekleyen tünelleriyle başlı başına bir gizem konusu olmuştur. Dönemde inanılan tanrıların başlarının yer aldığı dev kaidelerin bulunduğu Nemrut Dağı’ndaki kartal başı da, bölgenin efsaneleşmesinin önem kaynaklarından biridir. Hiyerotesyon olarak isimlendirilen bir dizilişe sahip olan heykeller yüzlerce yıl öncesinde dahi merak konusu olmuş ve pek çoğu hayal gücünün etkisiyle şekillenen efsanenin doğmasına sebep olmuştur. Adıyaman ilinde yer alan Nemrut Dağı, 2 bin 100 metre üzerinde bir yüksekliğe sahip olduğu için çevreye görüşü muazzamdır ve etrafa hakim bir bakış açısına sahiptir. Bu özelliği ile güneşin batışını izlemek için dünyanın dört bir yanından turistleri çeken dağın özel bir amaca hizmet ettiğine dair de birbirinden oldukça farklı düşünceler bulunmaktadır.
1987 yılında UNESCO Dünya Kültür Mirasları arasında dahil edilen Nemrut Dağı, modern dünyanın 8 harikasından da biri olarak kabul edilir. M.Ö. 62 yılında Kommagene Kralı olan Antiochus tarafından Nemrut Dağı’nın tepesine pek çok heykel yaptırıldığı ve bu heykellerin yalnızca bazılarının günümüze dek varlığını koruyabildiği söylenmektedir. Aralarında Yunan tanrılarından eski Pers tanrılarına kadar pek çok figürün yer aldığı bu heykellerin yanı sıra efsanenin şekillenmesindeki kilit nokta olan mezar bir tapınak da yapılmıştır. 1881 yılında Alman bir arkeolog olan Karl Sester tarafından Nemrut Dağı’ndaki mezar tapınakta kapsamlı kazı çalışmaları yürütülmüş ancak Kommagene Kralı Antiochus’un mezarına bir türlü ulaşılamamıştır.
Kral Antiochus’un mezarının dağın derinliklerinde olduğuna ve içinin de hazinelerle doğu olduğuna dair halk arasında da pek çok hikaye anlatılır. Efsanelerin şekillenmesinin temel nedeni ise günümüzde dahi dağım içlerine doğru uzanan ve nereye açıldığı da bilinmeyen tünellerin bulunmasıdır. Dağım içindeki bu gizemli tüneller hala keşfedilmeyi beklediğinden efsanenin de gizemi artmakta ve tünellerin nereye açıldığına dair de pek çok hikaye anlatılmaktadır. Hıristiyan inanca sahip olan bazı araştırmalar, Nemrut Dağı’nın Hıristiyanlığın doğduğu yer olabileceğine dair görüşler bildirmiş ve bunun ardından da bölgeye olan ilgi dünya çapında artmıştır. Kimileri Hıristiyanların Noel bayramını yanlış zamanda kutladığını dahi iddia etmiş ve Hz. İsa’nın doğumu ile Nemrut Dağı arasında bağlantı olduğunu ileri sürmüştür.
Nemrut Dağı’nın içlerine doğru uzanan ve bugüne dek yapılan araştırmalarla uzunlukları 100’lerce metre olan geniş bir tünel ağının olduğuna dair iddialar, Nemrut Dağı efsanesinin de çözülmesi gereken yepyeni gizemlere ev sahipliği yapmasını sağlıyor.