Olumsuzlukla mücadele sanatı
Yaşadığımız müddetçe insanın başına her türlü badire gelebilir. Hüzün, keder, gam, acı… Mutluluk, sevinç, heyecan, sevgi, sevda… Bunlar hayatın olmazsa olmaz duyguları. Ancak olumsuzluklar üzerinde insan çok fazla durduğunda, sorun damlalarını kendisinin boğulacağı bir sorun okyanuslarına çevirebilme ihtimali var. Çünkü beynin çalışma yapısı, siz neye fazla odaklanırsanız, onu anlama ve içselleştirmeye yöneliktir. Eğer ki hayatınızın hüzün dolu olduğuna ve başarısızlıkların kendiniz için bir kader olduğuna sürekli odaklanarak, beyni bu yönde çalıştırırsanız, artık başarılarınız için işlemeyen, mutluluğunuz için işlemeyen bir beyni kendi ellerinizle kazanmış olursunuz.
Bundan kurtulmanın yolu…
Ne kadar normal olursanız olun, muhakkak aklınıza sürekli olumsuzluklar nüfuz ediyordur. Eğer bunları yol yakınken beyninizden uzaklaştırmazsanız, kısa sürede sizin aklınızı ve düşünme, fikir üretme yeteneğinizi köreltirler. Öncelikle yapmanız gereken olumsuzluk pompalayan düşüncelerinizi tespit etmek olmalı. Bunun için elinizde bir kalem ve kağıdı her zaman dolaştırın. Yaşadığınız sürece karşınıza pek çok olumsuz düşünce çıkabilir. Bunları hemen yazın. Mesela “korkak birisin sen” olumsuz düşüncesini bir olay karşısında hissettiysek, not edelim. Bunun üzerine gitmek için çalışmalara başlayalım.
Size olan zararlarını tespit edin önce. Bu zararların size neler kaybettirdiğini anlamanızı sağlayın. Daha sonra bu olumsuz düşüncenin bir daha beyninizde yer etmemesi adına, sürekli cesaretli, genç ve dinamik, her şeyin üstesinden gelebilen biri olduğunu kendinize bildirin. Aklınıza korkaklık yaptığınızdan dolayı kaybettiklerinizi değil, cesaretle adım atarak kazandıklarınızı getirin. İnsan genelde olumsuza meyilli hatıralarını beyninde canlandırır. Bu alışkanlığı yıkın ve eskiden ne olduğunuzu anlayın. Geleceğinizi iyi bir şekilde inşa edebilmek için beyninizi yöneterek, hayatınızı idare etmeyi öğrenin. Aksi durum, beyin, düşünce ve fikir yapınızı akamete uğratır. Bu da hayatı sizin için çekilmez kılar.
Yüklenemediğiniz sorumluluklar, sizin hayatta her zaman atıl kalmanızı sağlar. Tembelim, yapamam, bu benim yapacağım iş değil, zeki değilim, çalışkan değilim, sorunluyum, iletişim eksikliğim var… Ne güzel nerelerde eksik olduğunuzu beyniniz size söylüyor. Ama duygu yapınız kendinizi mücadeleden alı koyuyor. Oysa ki savunmaya geçmek için beyne yakıt göndermeniz lazım. Yakıt duygularınızı coşturmakla meydana gelir. Eğer duygularınız bu olumsuzlukları ajite ederek kabullenirse, beyin de artık savunma sistemini çalıştıracak yakıtı bulamaz. O zaman bu olumsuzluklara beynin karşı koyması adına, duygularınızı da terbiye etmeyi unutmayın.