Organik sebzeler hakkında bilinmeyenler
Teknolojinin gelişmesi ile insan sağlığı üzerine daha kapsamlı araştırmalar yapma imkanı yakalayan biyoloji bilimi, organik yaşamın önemi üzerine her geçen gün yeni bilgilere ulaşıyor. Özellikle ABD ve Avrupa ülkelerinde son 10 yıldır organik sebzelere olan ilginin artması, ülkemizde de organik tarım ürünlerinin giderek artan bir taleple karşı karşıya kalmasına neden oldu. Organik sebzelerin sağlık açısından daha yararlı olduğu şüphe götürmez bir gerçek olsa da, çoğu insan hala organik sebze ile geleneksel tekniklerle üretilen sebzeler arasındaki farklı bilmiyor. Amerikalı Hekimler Üniversitesi tarafından yapılan araştırmalar, organik sebzelerin geleneksel yöntemler ile yetiştirilen sebze ve meyvelerden daha sağlıklı olmadığını ve bu ürünlerin yalnızca %30 daha az kimyasal içerdiğini ortaya koydu. ABD’li hekimlerin bu iddiası kısa süre içinde dünya genelinde büyük ilgi gördüğünden, organik sebzelerin hiç kimyasal madde içermediğine dair düşüncelerin de gözden geçirilmesinde yarar var.
Organik sebzelerin daha sağlıklı olduğuna dair görüşlerin artması üzerine dünyanın farklı ülkelerinden bilimadamları bu konuyu araştırma ihtiyacı duydu. Yapılan incelemeler sonucunda sebzelerin vitamin değerinde herhangi bir değişiklik bulunmadığından, organik sebzelerin geleneksel yol ile yetiştirilen üretilen sebzelerden daha yararlı olmadığını ortaya çıkardı. Organik sebzelerin lezzet açısından büyük fark yarattığını ancak bu durumunda vücuda alınan vitamin oranını arttırmadığını belirten bilimadamları, geleneksel yollarla üretilen sebzeler için kullanılan kimyasal tarım ilaçlarının çevreye verdiği zararın da unutulmaması gerektiğinin altını çizdi. Doğal çevre üzerinde geri alınması mümkün olmayan etkiler bırakan kimyasal tarım ilaçlarının daha az kullanılması demek, kuşkusuz çevrenin korunmasına büyük bir katkı demektir.
Farklı üretim tekniklerinin hakim olduğu organik sebze yetiştiriciliğinde de ürünleri korumak için çeşitli kimyasallar kullanıldığı unutulmamalı ve bu ürünlerin hiç kimyasal içermediği düşünülmemelidir. Geleneksel sebze yetiştiriciliğinde kullanılan ağır kimyasallar insan sağlığı açısından olumsuz pek çok duruma neden olabileceğinden, organik tarım ürünlerinin %30’a varan oranlarda daha az kimyasal içermesi bir avantaj olarak tanımlanabilir. Bunun ötesinde organik ürünlerin tüketilmesi ile vücudun daha fazla vitamin ve mineral alacağına, bu durumun da daha sağlıklı bir yaşam manasına geldiğine dair görüşlerin gözden geçirilmesinde yarar var.
Organik ürün tercihlerinde öncelik lezzet ve çevreye daha az zarar verilmesi olmalıdır. Yapay yöntemlerin gelişmesi ile sebze üreticiliğinde değişen uygulamalar, kimyasal madde kullanımının adeta bir gereksinim haline dönüşmesine neden olmuş. Zira anneannelerimizin “organik sebze ya da organik tarım ürünü” diye bir şey bilmemesinin nedeni, eskiden organik sebze diye bir şeyin olmamasıdır. Sebzelerin daha uzun mesafelere taşınması ve market raflarında bozulmadan daha uzun süre taşınabilmesi için geliştirilen teknikler, insan sağlığını olduğu kadar doğal çevreyi de tehdit etmektedir. Bazı sebzelerin genetik yapısı nedeniyle sahip olduğu fiziksel özellikler, diğerlerinden daha fazla kimyasal emmelerine neden olabiliyor. Özellikle kırmızıbiber, ıspanak, yeşilbiber, havuç ve kereviz alırken mümkün olduğunca organik ürünleri tercih etmek, vücuda alınan kimyasal oranının da azaltılmasını sağlayacaktır.
Rahnansaika