Para kazanmak mı istiyorsunuz?
İnsan hayatı devam ettiği sürece temel ihtiyaç maddelerini karşılamak adına temin etmesi gereken meta, para. Bu olmadan yola devam edilemeyeceği kaygıları, aç kalma, başkasına muhtaç olma, hayatın giderek daha da kısalması gibi ekstra kaygılar, insanları biran önce para kazanmaya iter. Tabi bu itekleyici güç neticesinde insanlar, kendilerini kurtarmak ve bir yere kapak atmak babında yaptıkları planlarla, ya memur ya polis ya da başka bir vazifeyi icra ederek, aylık sabit bir gelirle, yetinebilirler.
İşte hayatta insana verilen en büyük korkular, aç kalma, başkasına muhtaç olmama, kısa hayat, insanların aslında birilerine muhtaç olmasını, enerjilerini sınırlı kullanmalarına sebep olur. Aklı karartır. Şayet bu korkuların sonucuyla hareket eden her şahıs, enerjisini bir yerlere girip, kapak atmak niyetine odaklandırır. Buda insan enerjisinin ve aklının en büyük israfı olarak karşımıza çıkar. Kişi bu korkulardan kurtulabildiği sürece, gerçek bir başarı ve para kazanacağı bir iş, girişim yapabilir.
Ama bir girişimcinin de yanlış yaptığı, yanlış izlediği bir yol var. Bu yanlışlığın aslında temel sebebinde, yıkarı da saydığım temel korkular var. Çünkü sağlam düşünce sistematiğine sahip olan bir girişimci için para kazanma değil, sorun bulma ve çözme asıl amaç ve gaye. Bunun başarabildiğinde zaten bir şeylerin paraya döneceğini bilir. Ama korkular üzerine seyreden bir girişimci şahıs, kendi işini kurup biran önce köşeyi dönmeyi hedefler. Para hırsı, erkende zamanda kazama hırsı, kendisinin işinden aldığı olumsuz sonuçlarla beraber, kara bir buluta ve korkularının daha da saplantı haline dönüşmesine sebep olur. Bu nedenle hem normal bir insan, hem de kendisini girişimci addeden kişi, şu 3 korkuyu yenmediği müddetçe kendisine verilen enerjinin tam anlamıyla kullanılmasını asla sağlayamaz.
- Ya kazanamazsam: Bu korku para kazanılamadığı takdirde, ileriki hayatının nelere sebep olacağı, nasıl geçeceği senaryolarını üretir ve kişinin sağlıklı düşünmesini engeller. Korkular fevri planların yapılmasına ve dolayısıyla, tatmin olunamayan bir hayatın belki, kazanılmasına sebep olur. Şayet bu kişiler, bulundukları mevkide hiçbir zaman tatmin olamazlar.
- Aç kalma korkusu: Aslında bu korku da, ya kazanamazsam korkusuyla ilişkili bir hususiyet. Ancak temel fıtratın bir nazariyesi olduğundan daha farklı sonuçların ortaya çıkmasına sebep olur. Şayet kişi, rızkının Allah’ta olduğu düşüncesini unutunca, çalışmalarını sadece kısmı tutarak, biran önce kısa hedefe varmayı diler. Büyük işlerin kendisi için olmadığını düşünür. Plan yapmaz. Program yapmaz. Biran önce karnını doyurmakla ilgilenir.
- Muhtaç olma korkusu: Evet, bu korkuyu da diğerleriyle alakalı bir düzlemde düşünmek mümkün. Ama diğerlerinden farklı sonuçların alınmasına vesile olur. Kişi, muhtaç olmama korkusuyla belki kendi işine odaklanır, belki de fevri davranarak, başka bir kişinin yanında çalışmayı yeğler. Ama çok kazanma duygusunu taşıyan kişi, kanaatten uzak olduğu için her zaman tatminsiz yaşar.