Pi sayısının tarihçesi
Pi sayısı her ne kadar matematiksel olarak “dairenin çevresinin çapına bölünmesi” şeklinde basit bir cümle ile izah edilse de, bu sayının gizemi ile ilgili yapılan spekülasyonlar düşünüldüğünde bu matematik sabiti gerçekten de ilgi çekici bir hale gelmektedir. Sayısının tarihçesiyle ilgili birçok iddia olması, Pi sayısının bilinen insanlık tarihi ve insanlığın gelişimi ile ilgili komplo teorilerinin ortaya atılmasına neden olmuştur. Mısır’da eğitim alan Archimedes’in Pi sayısını bulduğunu söyleyen tarih, Mayalardan Eski Mısırlılara birçok toplumun inşa ettiği yapıların mimarisinde şüphe götürmez bir biçimde Pi sayısının izlerinin görüldüğünün iddia edilmesi karşısında sorgulanmaya başlamıştır.
İskenderiye’de bilim tarihinin önemli isimlerinden kabul edilen ve birçoğumuzun lise yıllarında geometri dersinde adını duyduğu “Öklid”ten ders alan Archimedes, Pi sayısını bugün net bir şekilde bilinen “3,14159…” değerine çok yakın bir şekilde hesaplamayı başarmıştır. Ancak burada soru işaretlerine sebebiyet veren durum, mimari açıdan Antik yılların da öncesinde yapılan ve dünyanın dört bir yanına yayılan pek çok yapıda Pi sayısının kullanıldığına dair izler görülmesidir. Bu izlerin birer yorum olduğuna dair antitezler de üretilmesine rağmen tutarlı bir karşıt görüş oluşturulamaması, Pi sayısının gizemini daha da arttırmaktadır.
Arkeologların ve bağımsız araştırmacıların gündeme getirdiği bir diğer konu da Babil uygarlığının Pi sayısı üzerine çok kapsamlı çalışmalar yaptığıdır. Pi sayısı olarak yaklaşık bir değer kullanan Babiller, bu matematik sabitini doğrudan “3” olarak aldığı gibi binlerce yıl önceden günümüze ulaşan bazı tabletler de değerin 3,125 şeklinde alındığı da görülmüştür. İlk bakışta 3,125 Pi sayısının tam değeri olmadığı için önemsiz zannedilse de, aslında dönemin teknolojisi ya da en azından “bilinen tarihin” bize sunduğu kadarıyla teknoloji seviyesi düşünüldüğünde, bu kadar yaklaşık bir değeri bulmanın ne kadar büyük bir olay olduğu daha da net anlaşılmaktadır.
Mezopotamya kültüründe var olmuş birçok uygarlıkta “mükemmel çember” takıntısı olduğu ve mükemmel çember ile üçgen arasında ilişki kurulmasına yönelik çalışmalar olduğu bilinmektedir. Genel olarak 3 olarak kullanılan Pi sayısının değeri daha titizlik gerektiren hesaplamalar yapılması gerektiğinde 3,125 şeklinde alınmaktaydı. Eski Mısır medeniyetinin ise Pi sayısını 3,16 şeklinde kullandığı ve en büyük eserleri olan günümüzde Dünyanın 7 Harikası arasında ayakta kalmayı başaran tek yapı olma özelliğini koruyan Mısır piramitlerinin inşasında Pi sayısından faydalandığı görülmektedir.
Pi değeri irrasyonel bir sayı olduğu için sonlu bir tam sayı düzeni kullanılarak ifade edilemez. Ancak “bilindiği kadarıyla” Pi sayısının irrasyonel mi yoksa bir tam sayımı olduğu 18. yüzyıla kadar bulunamamıştır. 1761 yılında Johann Heinrich Lambert uzun süre boyunca Pi sayısının değeri üzerinde çalışmış ve yayımladığı eserle Pi sayısının bir “irrasyonel sayı olduğunu ispat etmeyi başarmıştır”.