Platon / Eflatun Felsefesi
M.Ö. 427 yılında doğan ve dönemine göre felsefe bilimine getirdiği yenilikçi düşünce sistemiyle adını günümüze kadar ulaştırmayı başaran Platon ya da diğer bilinen adıyla Eflatun, aynı zamanda Batı medeniyetinin ilk yükseköğrenim kurumu olarak kabul edilen Atina Akademisinin de kurucusudur. Felsefe bilimine yaptığı katkının günümüze dek ulaşması Platon’un genellikle filozof yanıyla tanınmasına sebep olsa da aslında matematik üzerine de birçok çalışması bulunmaktadır. Platon’un kendi adıyla anılan Platon Felsefesi, temelinde 5 genel unsurun bulunduğu bir sistematiğe sahiptir. Devlet, ruhun ölümsüz olması, idealar, bilgi ve evrenin doğumu olarak sıralanan bu 5 temel unsur; Platon’un geliştirdiği felsefe ekolünün de ayakta durmasını sağlayan 5 sacayak olmuştur. Platon’un hocası olan bir diğer ünlü Antik Yunan filozofu olan Sokrates, Platon Felsefesinin oluşmasında da Eflatun’a esin kaynağı olmuştur.
Platon Felsefesi insanoğlunun dört temel erdeme sahip olduğunu savunur: adalet, bilgelik, ölçülülük ve cesaret. Bilgeliğin yöneten insanlara ait bir erdem olduğunu savunan Eflatun, cesaretin ise halkı koruma görevini üstlenen kişilerde bulunduğunu iddia etmiştir. Eflatun Felsefesi ölçülülük erdemini üreten sınıfa ithaf ederken, adalet erdeminin ise tüm insanlarda olan bir erdem çeşidi olarak yorumlamıştır. Tam manasıyla ahlakçı bir felsefi görüşe sahip olan Platon, tıpkı hocası Sokrates gibi kendi felsefesini de bu ahlakçı tutum etrafında geliştirmiştir. Platon Felsefesi, felsefe biliminin amacının da insanın mutluluğu yakalama çabasının sonucu olarak oluşan bir olgu olarak yorumlamaktadır.
Platon Felsefesi “yetkin yaşam” olarak ifade edilen bir kavram üzerinde durur. Platon’a göre kişinin yetkin bir yaşama sahip olabilmesi için muhakkak erdemli bir yaşama sahip olması gerekir. Platon Felsefesinin en önemli kısmı da bu yetin yaşam kavramıyla ortaya çıkar. Zira Platon; yetkin yaşamın temelinde bulunan erdemin temel unsurunun bilgi, temel kaynağının idealar, nedeninin evrenin doğumu, gerekçesinin ölümsüzlük ve sığınağının da devlet olduğunu söylemiştir. Bu da Platon felsefesinin temel yapı taşlarının oluşmasını sağlamıştır. Platon Felsefesinde bilgili kişi, bilgiyi algılayabilen kişi olarak tanımlanır. Bu da bu ekolün önemli görüşlerinden olan “insanın her şeyin ölçüsü” olduğu ifadesini ortaya çıkarır. Bilginin sadece bir algı olduğunu ileri süren Platon, insanoğlunun da evrendeki her şeyin ölçüsünü olduğunu ve evrenin kendisi de dahil içindeki her şeyin bir akış halinde olduğunu ifade etmiştir.