Selülitten kurtulmanın yolları
Kadınların en büyük korkularından biri olan selülit, günümüzde gençlerde dahi görünen ve birçok kadının etek giyememesine neden olan bir sorundur. Temel olarak selülitin neden kaynaklandığını bilmek, bu cilt yüzeyinde herkes tarafından bilinen “portakal kabuğu” görünümüne sebep olan sorundan da kurtulmanın ne denli kolay olduğunun anlaşılmasını sağlayacaktır. Çünkü selülit, aslında kadınlara yaşam tarzlarının yanlış olduğunu gösteren bir işaret gibidir. 20 yıl boyunca selülitlerin her yıl daha da derinleşmesine imkan sağlamak ve 40 yaşından itibaren kendini spora vererek selülitlerden kurtulmaya çalışmak yerine en baştan bu kötü görüntünün hiç oluşmamasını sağlamak çok daha kolaydır.
Selülitten kurtulmanın yolları arasında ilk madde, yeterli su içmektedir. Çoğu kadın her sabah ya da akşam birkaç bardak su içtiğini ve bu kadar çok su içtiği halde yine de selülit sorunu olduğunu söyler. Oysa her insanın günde birkaç bardak değil, 8-10 bardak kadar su içmesi gerekir. Sabah, öğlen ve akşam 2’şer bardak su içen birisi dahi günlük su ihtiyacını tam manasıyla karşılayamamış olabilir. Ayrıca yapılan en büyük yanlışlardan bir diğeri de hem yetersiz su içmek hem de su alımının arasını uzatmaktır. Sabahın erken saatlerinde bir ya da iki bardak su içtikten sonra gece saatlerinde kadar tüm günü çay, kola, kahve ve benzeri içeceklerle geçiren bir kadının gece yatmadan önce 1-2 bardak su içmesi aslında selülitten kurtulmak için yeterli değildir.
Selülitten kurtulmanın yolları aslında sağlıklı yaşam için verilen tavsiyelerle birebir örtüşmektedir. Yanlış beslenme de selülit oluşumunu tetikleyen en büyük etkenlerdendir. Yağlı ve lifsiz bir beslenme alışkanlığına sahip olan kadınlarda erken yaşlardan itibaren 2. derece selülit görülmesi şaşırtıcı bir durum değildir. Cildin olduğu gibi vücudun da en temel ihtiyacı olan suyun da yetersiz alınması ile birlikte selülite davetiye çıkarmak için tek bir eksik kalmaktadır: hareketsiz yaşam. Yetersiz su almak, kafein içeren içecekleri fazla tüketmek, dengesiz beslenmek kadar önemli bir konu da hayata mümkün olabildiğince “hareket” katmaktır. Televizyon karşısında, metrobüste, işde, arkadaşlarla buluşulduğunda ve hatta eğlence mekanlarında dahi sürekli oturan kadınlarda selülit görülmesi değil, selülit görülmemesi şaşırtıcı bir durumdur.
Hayatındaki tüm hareket işe gidip gelirken apartmandan dışarı çıkmak ve alışveriş merkezlerindeki vitrinlere bakmak olan kadınlarda erken yaşlarda başlayan ve ilk aşamada gözden kaçan selülit oluşumları, 5-10 yıl içinde derinleşmekte ve cilt yapısında derin çukurlar oluşmasına sebep olmaktadır. Saatlerce spor salonlarında ve güzellik merkezlerinde selülitlerden kurtulmaya çalışmak yerine hayata biraz hareket katmak, yenilenlere çok az dikkat etmek ve su içmeyi bir “alışkanlık” haline getirmek sorunun başlamadan ortadan kalkmasını sağlayacaktır.