Şeriat nedir?
Allah kullarına peygamberleri aracılığıyla dünya ve ahret saadetlerine erişebilmeleri için kurallar göndermiştir. Kimi peygambere suhuf denilen birkaç sayfa gönderilmiş, kimi peygambere ise kitap indirilmiş. Bunların koyduğu hükümlere şeriat denir. Bugün İslam ahkamı, son ve hak olan şeriat, yani Allah’ın koyduğu kurallar. Bu kurallar ibadet esaslarını, ukubat ve feraiz esaslarının tümünü teşkil ettiği gibi, akait ve muamelat esaslarını da teşkil eder. Dünya’da ve ahrette mutlu ve huzurlu yaşamanın yolu, Allah’ın şeraitine tabi olmaktan geçer.
Şeriat konusunda meydanda gezen bilgiler, şeraitin insan odaklı bir sistem olmayıp, insanları köleleştiren bir düzeni getirdiğine, despot bir düzeni mümkün kıldığına inandırılmış kesimler var. Aslında pek çok kimse, mesela Müslümanlık vazifelerini yerine getiren bir kimse de aynı şeyi düşünebilmekte. Bu gibi kimseler, namaz ve oruç gibi ibadetlerini yerine getirseler de, şeriat devletinin kurulmaması gerektiğini düşünürler. Bunların bu düşünceleri İslam eğitimi hususunda eksik yetişmelerinden kaynaklanır. Evvela Müslüman olmak İslam’a ait tüm hükümleri kabul etmek demek. Bu hükümlerin ne getirip ne götürdüğünü öğrenmekte, Müslümanlık vazifelerinden birisi. Yani bir kimse, namaz kılıp, oruçta tutmuş olsa İslam şeriat düzeni konusunda kulaktan doğma bilgilere inanırsa, cahilliği onu kurtaramaz.
Eğer bir şey sabit ise, onun levazımı da sabittir. Yani el dendiği zaman akla parmaklarda gelir. Çünkü el, parmaklar olmadan yarım vazifesini yerine getiremez. Bu nedenle şeriat dendiği zaman, sadece ibadet kısımları değil, muamelat, ukubat, akait, feraiz kısımları da akla gelmeli ve bunlara iman edilmeli. Müslüman İslami kuralların tatbik edilmesi için çalışmalı, bunun gayreti ve özlemi içerisinde olmalı.
Ancak Şeriat düzeni hakkında yanlış bilgilerle büyüyen genç nesil, gençlerin anne ve babaları, şeriat hakkında bilgisizliklerinden kendileri için ithal edilen kanunları baş üstüne koymaktalar. Bunun sebebi bu kanun ve hükümlerin zamana uygun ve medeni olması. Bu konu hakkında yazılacak o kadar yazı var ki, nereden başlamalı işe bilemiyorum. Uygar ve medeniyetin ne olduğuna, nasıl gerçekleşmesi gerektiğine karar veren insan, haşa Allah’ın bu konuda istidatlı olmadığını mı söylüyor? Bu soru üzerinde düşünerek, tahassüs içerisinde hakikati anlamanızı kısa yoldan temenni ederim.