Stres ve gençlik
Şehirleşmeyle beraber gelen sorunlar, hayat mücadelesinde varacağımız noktanın belisizlikleri ve daha birçok neden, strese kapı aralıyor. Hayatı kazanalım, iyi yaşayalım, yaşanabilir vakitleri kendimize armağan edelim, sevdiklerimize sunalım derken, yapamadıklarımız için strese giriyoruz. Buda hayattan daha da kopmaya, kendimizi zararlı alışanlıklar olan sigara ve alkole, hatta daha kötüsü olan uyuşturucuya, belki de intihara sebep kılıyoruz.
Stresin ilk evrelerini kontrol edemeyen insanlarda, bu halin kronikleşmesiyle yukarıda saymış olduğumuz davranışlar görülüyor. Stres, kontrol edilmesi halinde hayat mücadelesinde zaferi aralayacak olan kapılardan bir tanesi. Ancak, değerleriyle büyüyemeyen gençlik, her olumsuz badirenin arkasında kötü kaderlerinin olduğunu düşünerek, kendilerini harap ve bitap edecek olan alışkanlıklara muttali kılıyorlar. Sonrasında daha büyük acıların yaşandığı gözleniyor. Benim şahsı kanaatim daha hayırlı bir gençliğin vücuda getirilmesinde İslami eğitimi esas alan bir gelişimi mümkün kılabilmek. Çünkü İslam ruhu ve bedeni esas alan bir eğitim metoduna sahip. Beşeri eğitim sistemlerin de veya şuan ki dünyada hakim olan eğitim sisteminde maddi bir gelişim sadece kale alındığından, gençlerin ruhi bunalımlara ve sonunda kötü bir takım alışkanlıklara kapıldıklarını, kendi ülkemiz içerisinde veya Avrupa ve ABD içerisinde ki gençlere bakarak anlayabiliriz.
Aklınıza şu soru gelebilir kuşkusuz? Batı ülkelerinin eğitimlerinin madde tabanlı olduğunu söylüyorsun. Bu İslam coğrafyasında ki eğitim sisteminin ruh ve beden tabanlı yani, maddeyi de manayı da içine alan bir eğitim olduğu anlamına geliyor. Neden o zaman batı ülkelerinde ki fen ve teknoloji, İslam coğrafyasından ileri?
Evvela böyle bir sorunun cevabının bir kitap kadar olacağını söylemek isterim. Ama burada o kadar yerimiz yok. Türkiye’de batı temelli bir eğitim sistemine dahildir ancak fen ve teknoloji bakımından batı kadar ilerleme kaydedememiş. Demek istediğim, fen ve teknolojide ileri bir seviyede olmanın madde tabanlı bir eğitimle alakasının olmadığı. Aynı şekilde daha sağlıklı bir gençliğin vücuda getirilmesinde manayı da içerisine alan eğitim metodunun mümkün kılınması sağlamaz. Ama gençliğin kötülükte ifrat çukuruna düştüğü şu zamanda izlenmesi gereken yol, eğitim metodun da İslami bir adabın izlenmesi. Bunun yanında İslam coğrafyasında fen ve teknolojinin gelişememiş olmasının sebepleri çok fazla. Bunun sebeplerinden birisi eğitim sahasında İslami metotların uygulanması şeklinde bir düşünce aklınıza gelmemeli. İslam eğitim metodu, yeniliklere açık ve sürekli kendini geliştirmeyi hedef alan bir sistem. Ancak ne yazık ki İslam coğrafyası, ecdatlarının geliştirip, insanlığa hizmet olarak sundukları fenni ve bilimsel verilerin farkında değiller.
Batı karşısında aşağılık bir duruma düşürülen İslam coğrafyasının dinine hakim olduğu zamanlarda – Osmanlı zamanında- batı karşısında ki her yönden üstünlüğünü görmemek, tarihi hakikatleri saptırmaktan başka bir davranış olarak nitelenmez. Demek ki, bu coğrafyanın kanında var olan DNA’ların, kotlanmış olan vazifesini laik bir şekilde yerine getirdiğimizi düşündüğümüzde, her şeyin daha güzel ve anlamlı olacağı bir gerçek.