Tefecilik suçu
Gelişen modern ekonomi ile bir ihtiyaç haline dönüşen kredi kartları sayesinde çehre değiştiren tefecilik, günümüzde sayısı giderek artan bir kesim tarafından yasa dışı olarak yapılan ve çok büyük rantın söz konusu olduğu bir alan haline gelmiştir. Değerli evrakların kırılması, ivazlı borç para verme ve kredi kartı kullanımı ile gerçekleştirilen tefecilik, yasal prosedürler uğraşmadan sıcak paraya doğrudan ulaşma imkanı sunduğu için insanlara cazip gelmektedir. Özellikle ekonomik kriz dönemlerinde en az bankalar kadar yoğun talep gören tefeciler, insanların nakit ihtiyacını bankalara nazaran çok daha hızlı bir şekilde karşılamaktadır.
Yasal bir şekilde hizmet veren kamu kuruluşları ve özel bankalar tarafından verilen krediler için birçok prosedür gerektiği halde tefeciden alınan nakit para için bu tür yasal evraklar gerekmemektedir. Tefeciler her ne kadar nakit para ihtiyacını karşılamakta oldukça hızlı olsalar da alınan paraya piyasa şartlarına göre muazzam derecede faiz tahakkuk etmesi, kişinin geri ödemede büyük zorluklar çekmesine neden olur. Ülkemizde olduğu gibi dünyanın birçok ülkesinde oldukça uzun bir süredir yürütülen tefecilik faaliyetleri, birçok toplumda kabul görmüş ve sanki hukuki bir işlemmiş gibi meşrulaştırılmıştır.
Kamu davalarına konu olan bir suç olduğu bilinmesine rağmen insanların tefeciliğe yönelmesi ve vatandaşın hala tefecilerin kapısını aşındırması, bu illegal sektörün önlenemez bir şekilde gelişmesine neden olmaktadır. Son yıllarda kredi kartı kullanımının yaygın hale gelmesi ve ülkemizdeki kredi kartı sahibi insanların “milyonlarla” ile ifade edilmesi ile birçok küçük esnaf dahi tefecilik rolüne soyunmuştur. Küçük bir işletmesi olduğu halde sahip olduğu “POS makinesini” kullanan esnaf, herhangi bir birikimi olmamasına rağmen tefecilik yapmaktadır.
Tefecilik suçunu çok daha büyük boyutta işleyen bazı kişiler, ekonominin durgun döneme girdiği zamanlarda neredeyse bankalar ve diğer finans kurumları kadar ciro elde edebilmektedir. Türk Ceza Kanunu’nun 5237 Sayılı ve 241 Numaralı Maddesi uyarınca yasal bir yaptırıma tabi tutulan tefeciler, yasaya aykırı olarak ivazlı ödünç verme işlemi gerçekleştirdikleri için hüküm giymektedir. Ancak tüm bu yasal yaptırımlar maddi açıdan zor duruma düşen ve banka prosedürlerini bekleyemeyecek kadar acelesi olan ya da bankanın ilgili kriterlerini karşılayamayan kişilerin tefecilerden borç para almayı tercih etmesine neden olmaktadır. Ayrıca bazı hukukçular tefecilik suçuna neden olan paranın tamamının bir suç unsuru olduğunu iddia etmektedir. Bu nedenle suç unsuru oluşturan paranın faiz olarak tanımlanan fazlalık değil, toplam paranın tamamı olduğu da düşünülmektir.