Tereyağın faydaları ve zararları
Tamamen tabii yani organik bir gıda olmasına karşın günümüzde kötü kolesterolün baş kaynağı olarak algılanan tereyağı, aslında en yüksek protein değerine sahip olan yağ çeşididir. Besin değeri açısından margarin olarak ifade edilen sanayi yağlarla kıyaslanamayacak derecede yüksek bir değere sahip olan tereyağın yaklaşık olarak %1’i proteinden oluşmaktadır. Hayvansal bir yağ olduğu için doğrudan “doğal” bir besin olan tereyağın ülkemizde bir sağlık düşmanı gibi algılanması ise gerçekten ilginçtir. Zira toplum genelinde birçok insan tereyağını hayatından çıkartmakta ve içerisinde neredeyse hiçbir protein olmayan sanayi yağları ile beslenerek sağlıklı kalacağını düşünmektedir.
Tereyağı; süt yağı, çeşitli mineraller, kolesterin, çözünmüş vitaminler, proteinler, asitler, süt şekeri ve sudan oluşan besin değeri oldukça yüksek bir gıda maddesidir. Besinlerin pişirilmesi için bir gereklilik olmanın ötesinde damak tadı açısından da büyük öneme sahip olan tereyağı modern üretim teknikleri sayesinde tamamen katkısız ve yüksek kalitede sütten üretilir hale gelmiştir. Gıda sanayi haricinde “kozmetik sanayisi” için de alternatifsiz bir madde olan tereyağın zararları ise aslında her yağda söz edilebilecek bir düzeydedir. Zira yaklaşık olarak tüm yağların kalori değeri aynıdır. Toplumumuzda birçok insanın yararlı olduğu için çok fazla tükettiği zeytinyağı da yüksek kalori içermekte ve fazla tüketilmesi halinde tıpkı tereyağı gibi aşırı kiloya sebebiyet vermektedir.
Tereyağın doymuş bir yağ olduğundan vücuda zarar verebilme potansiyeline sahip olduğu ise tartışmasız bir gerçektir. Ancak bu da tereyağın hayattan tamamen çıkarılması manasına gelmemektedir. Günlük “doymuş yağ” alımı kontrol edilerek tüketilen diğer gıdalara dikkat edilmesi halinde kahvaltıda kızarmış ekmek tereyağı keyfi yapılmasının da büyük bir zararı olmayacaktır. Et, balık, süt ve süt ürünleri tüketimine dikkat edilmesi ve aynı gün içerisinde tüm öğünlerde bu tarz ürünler almamak ya da “miktarları azaltmak” şartıyla tereyağı tüketilmesinin, özel durumlar haricinde ciddi bir zarar yol açacağını söylemek pek de doğru olmayacaktır. Kuşkusuz tereyağın doymuş bir yağ olduğu göz önünde bulundurulmalı ve tüm yağlarda olduğu gibi kontrollü bir biçimde tüketilmesi de önemlidir. Tereyağın bu özellikleri, istendiği kadar tüketilebileceği ve hiç bir zararı olmadığı manasına gelmemektedir.
Ayrıca çoğu zaman düşülen hatalardan biri de, diyetisyen bir kişi tarafından “fazla kilo sorunu yaşayan” kişiler için önerilen çetelerin herkes için geçerli olduğunun düşünülmesidir. Obezite sınırında olan veya bu sınırı çoktan geçmiş kişiler için önerilen diyet listelerinde yağ oranının çok düşük olması normal bir durumdur ancak bu da kilo sorunu olmayan, düzenli egzersiz yapan sağlıklı bir bireyin de hayatından tereyağını tamamen çıkartması gerektiği anlamına gelmemektedir.