Tiyatronun tarihi gelişimi
İnsanlık tarihinin en eski dönemlerinden beri süregelen bir sanat dalı olan tiyatro, adını Yunanca “görme yeri” manasına gelen sözcükten almaktadır. M.Ö. 5. yüzyıla kadar uzanan bir geçmişi olduğu bilinen tiyatronun daha eski dönemlerde de birçok farklı toplum tarafından benimsenmiş bir sanat dalı olması da mümkündür. Farklı dinsel törenler ve ritüellerin halkla paylaşılması da birer tiyatro etkinliği olarak tanımlanabileceğinden, binlerce yıl öncesinde dahi tiyatro oyunlarının sergilendiği söylenebilir. Festival kapsamına giren şenliklerde insanları eğlendirmek için sahnelen küçük parodilerden geçmişte yaşanan efsanevi olayların anlatılmasını sağlayan gösterilere kadar pek çok farklı biçimde şekillenen tiyatronun Atina dolaylarında şekillendiği düşünülmektedir. Antik Çağ tiyatrosu olarak isimlendirilen bu dönemde, tiyatro oyunları daha çok burjuva ve soylu sınıfına ait lüks bir eğlenceydi. Soyluların eğlenmek için bir araya gelerek paylaştığı sosyal bir etkinlik olan tiyatro, geçen yıllar içinde tüm kamuya açık hale gelen bir sosyal aktiviteye dönüştü.
Eski Yunan medeniyetinin çok tanrılı bir inanç sistemine sahip olduğundan, tiyatro oyunlarının gelişim döneminde de belirli tanrıların onurlandırılması hedef alınmıştır. Her yıl aynı tarihlerde düzenlenen ve belirli tanrıların onurlandırıldığı festivallerde sahnelenen tiyatro oyunları, kimi zaman da soylu sınıfına mensup olan kişileri onurlandırmak için özel olarak sahnelenirdi. Sonraki dönemde ülkemiz sınırları içinde de bulunan ve çok önemli tarih mirasları olarak kabul edilen amfi tiyatroların yapılması ile birlikte tiyatro oyunları da festivallerde daha geniş kitlelere hitap eden bir sanat dalı haline dönüşmüştür.
Eski Yunan medeniyetinde sahnelenen farklı oyun türleri bulunsa da, genel olarak ilk oyunların Yunan mitolojisini konu aldığı söylenebilir. Dünyanın en eski zamanlarını konu alan bu oyunlarda pek çok mitolojik karakter canlandırılır ve efsanevi olaylar dramatize edilerek izleyicilere sunulurdu. Bu dönemde sergilenen ve Yunan toplumunda da oldukça popüler olan oyunların bazıları günümüze dek ulaşması da başarmıştır. Bu dönem tiyatro oyunların sahnede dekor bulunmadığı gibi, oyuncuların da herhangi bir kostüm giymediği görülmektedir. Daha ziyade önemli kişilerin oyuncu olduğu Antik Yunan tiyatro oyunlarında anlatıcı bir kimse ya da koro bulunurdu.
Eski Yunan medeniyetinde bağ bozumu tanrısı olan Dionysos için yapılan dini törenlere dayandırılan tiyatro, sonraki süreçte maskelerin kullanıldığı daha farklı bir sanat etkinliğine dönüşmüştür. Bu dönemdeki ilk oyunlarda oyunculuk olarak jest ve mimikler kullanılmamakta, oyunun bazı yerlerinde oyuncular ellerindeki maskeleri yüzüne yerleştirmekteydi. Günümüzde tiyatronun simgesi olarak kullanılan gülen ve ağlayan yüz ifadesi de, bu dönemde kullanılan maske uygulamasının miraslarından biridir.