Turancılık akımı
Her ne kadar ilk olarak ünü 1905 Devrimi ile ortaya çıkan ve 19. yüzyılın sonlarına doğru filizlenen “Dış Türkler” akımı nedeniyle Osmanlı döneminde de etkili olan Turancılık, Moğollar ve Türklerin bir araya gelerek yeni bir devlet oluşturması fikrine dayanmaktadır. Ural Altay kavimlerinin birliği olarak da adlandırılan Turancılık akımı, Rusya’da yaşayan Finliler, Estonlar, Macarlar gibi zamanında Orta Asya’dan gelen kavimlerin, Tunguzların, Moğolların ve Türk boylarının birlik oluşturmasını savunur.
Rusya’da beliren bir fikir olmasına rağmen günümüzde Turancılık, farklı akımlarında etkisinde kalarak daha çok milliyetçilik doğrultusunda gelişmiştir. İçinde bulunduğumuz dönemde dünya üzerinde yaşayan tüm Türklerin aynı bayrak altında yaşaması şeklinde de yorumlanan Turancılık akımı, tarihsel süreç içerisinde Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında önemli bir biçimde değişmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasının ardından Turancılık akımının orijinalinde olan diğer Avrupa ve Rusya kavimleri kapsam dışında tutularak, yeni bir Turancılık fikri ortaya konmuştur.
2. Meşrutiyet dönemini takip eden yıllardan Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemine kadar oldukça geniş kitlelerin ilgisini çeken Turancılık fikri, Ziya Gökalp ile de anılmıştır. İttihat ve Terakki yönetiminde önemli bir pozisyona sahip olan Ziya Gökalp, bu dönemde hakim olan Turancı görüşün koyu bir destekçisiydi. Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde en az Osmanlı kadar karışık bir yapıya sahip olan Rusya coğrafyasında özellikle Enver Paşa olarak da bilinen İsmail Enver tarafından Turancılık fikri yayılmıştır.
Turancılık fikrini yeniden alevlendirmek için çeşitli lobi faaliyetleri yürüten İsmail Enver Paşa, bu amaçla faaliyetlerde bulunurken 1922 yılında Tacikistan’da öldürülmüştür. Azeri ve Tatar aydınlarının eşzamanlı olarak ortaya attığı bir fikir olduğu düşünülen Turancılık akımı, günümüzde de bazı insanlar tarafından benimsenmeye devam edilmektedir. Turkistan olarak da isimlendirilen Türk kavimlerinin birleşerek oluşturduğu devlet şekli, Turancı düşüncenin idealist bir biçimde ele aldığı bir ütopya haline dönüşmüştür.
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde özellikle Adnan Menderes yönetimindeki meşhur Demokratik Parti döneminde de birçok taraftarı olan Turancılık, anti-komünist düşünceyle iç içe geçmiş bir yapıda gelişmiştir. Demokrat Parti içerisinde Turancı düşünceyi savunan bazı isimler, daha sonra 1969 yılında isim değiştirerek Milliyetçi Hareket Partisi olan Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi’nin de kuruluşunda görev almıştır.