Ülkemizde turizm sektörü
Hazır yazda gelmişken böyle bir konuya değinmemin sebebi, turizm denildiği zaman akla sadece yazın gelmesi. Halbuki turizm sadece güneş, kum, deniz üçlüsü içerisine hapis olmuş bir durum ihtiva etmiyor elbet. Öncelikle şu söylemem gerekir ki gerçekten turizm sektörü önemli bir yeri ifade ediyor. Gelişmekte olan ülkeler veya ekonomik düzenleri iyi olmayan ülkeler gelirlerini arttırmak, ülkelerindeki ekonomik canlılığı sağlamak adına turistleri ülkelerine çekmeye çalışırlar. Aslında gelişmişlik düzeyiyle turist sayısı arasında mutlak bir bağlılık olsa da, egzotik olarak ön sıralara çıkmış ülkeler gelişmemiş olsalar da turist çekebiliyorlar.
Bu sayede ülkelere döviz giriyor. Canlılık oluyor. Tüketim çoğalıyor. Bizim ülkemizde turizm sektörü 1980 kısmi bir takım liberal görüşlerin ekonomiye hakim olması, dışa açılmaya başlamasıyla meydana gelmeye başladı. O zamanlar turistler için ilgi çekici bir ülke olmasak ta, 1 milyona yakın turist ağırladığımızı rakamlardan görebilirsiniz. Bu sayı 2008 düşünüldüğünde çok cüzi kalıyor. Çünkü ülkemizde tanım çalışmalarına bütçe ayrılmış, ayrıca ekonomide ve diğer alanlarda gelişme sağlanmasıyla turist çekilmiştir. 2008 senesinde 30 milyon kadar turistin ziyaretinden bahsediliyor.
Ülkemizde yatak kapasitesi bu rakamların artmasıyla katlanmıştır. Dünya üzerinde her 3 turisten birisinin Avrupalı olduğu düşünüldüğünde, ülkemizin daha fazla turist alması için her alanda çalışmaların yapılması gerekmektedir. Bunun farkında olan devletimiz, turizmi sadece yazla özdeşleştirmiyor ve sağlık turizminin gelişmesi için kolları sıvıyor. Sadece bu değil tabi ki de tarih turizmi bakımından da ülkemiz birçok avantaja sahip. Medeniyetin beşiği durumunda olan ülkemizde, birçok millete ait eserler var. Ayrıca din turizmi bakımından da avantajlı duruma sahip. Görüldüğü gibi ekonomimiz bakımından nimet sayılan turizm sektörü, geliştirilirse kalkınma ve büyüme daha iyi ve doğal olacakç