Utangaçlık ile savaş nasıl yapılır?
Herkesin gençliğin bir evresinde yaşadığı ve atlatmaya çalıştığı duygu, utangaçlık duygusu. Her şeyin fazlası zarar. Her şey itidal üzerinde hayat bulmalı. Bu nedenle utangaçlıkta elbet, itidal üzere olması halinde güzel olur. Ancak utangaçlıktan dolayı kaybettiğiniz çok fırsatlar varsa bu, sizin utangaçlık seviyenizi aşağılara çekmeniz için çalışmanız lazım demek. Eğer topluluk önünde konuşmanız gerekiyor ve siz bunu yapamadığınızdan dolayı zarara uğruyorsanız, bu iş bu şekilde süremez. Yeni arkadaşlar ve ortamlar kurmakta, kendinize güvenemiyorsanız, iletişim çağında bu durumların atlatılması gerekir.
Her insan toplum karşısında konuştuğunda heyecanlanır. Kızarır, bozarır ve terler. Ancak bu durum ilerleyen durumlarda atlatılabilecek bir olayı ifade eder. Toplum karşısında konuşmamak ise, durumun daha derinlerde yatan bir soruna bağlı olduğunu gösterir. İçerinizde ki şahıs, sizlere arkadaş ortamında konuştuğunuz takdirde, aptal gözüyle bakılacağını söyler. Aynı şekilde, konuştuğunuz da, saçmaladığınızı beyan eder ve susmanız gerektiğini telkinde bulunur. Demek ki bu şahıs, kötü değil de iyiyi söyleyen biri olsaydı, belki de mutlu ve mesut olacaktınız.
Başarmak için içindeki sesi sustur
Öncelikle içimizde sürekli kaygılara ok atan kişiyi, kendi dürüst ve kontrollü atışlarla vurmamız gerekir. Onun söylediklerine kulak tıkamak ve utangaçlığın aşılacak bir durum olduğu düşünmek başta gelen iki şey. Bundan sonra reçetemiz şu şekilde: Utangaçlığınızı hiçbir arkadaşınızla paylaştınız mı? hayır. Çünkü paylaşılacak bir durum değil. Ama artık paylaşın ve utangaçlığınızla dalga geçin. Rahatlayın. Bunun normal olduğunu anlamak için bunu yapmalısınız.
Sonra yeni arkadaşlar edinmek adına, arkadaşlarınızın gittiği yeni ortamlara gidip, arkadaş edinin. Sürekli bir muhabbet yapmanıza gerek yok. Nasılsın? İyi misin? Deseniz yeter. Bundan sonrası ise, farklı olduğunuz yanları öner çıkararak, toplumda ben varım diyebilmek olmalı. Şimdiden başarılar dilerim.