Varlıklı olmak istemiyor musunuz?
Eminim herkes gibi sizde varlıklı olmak istersiniz ancak bunun elinizde bulunan imkanlarla mümkün olmadığını bilirsiniz. Yapacağınız mesleğin size kazandıracağı zengin bir hayatın olmadığını bilirsiniz. Ayrıca herkes gibi sadece memur olmayı düşünebilir, o olmazsa özel şirketlere girmek için torpil aramaya koyulabilirsiniz. Bu alternatifsizlik içerisinde, zengin olmayı veya ondan daha farklı olan varlıklı olmayı sadece hayal edebilir, “böyle geldim, böyle gider bu hayat” pozisyonunda, günü kurtarıcı veya hayatı garantiye alıcı bir iş peşinde koşarsınız. Sizi kısıtlayıcı bu yaşam felsefesi içerisinde zengin olmak veya varlıklı olmak asla mümkün değil.
Bugün zengin olanlar, rahatlı peşinde değil, özgürlük peşinde koşan insanlara nasip oluyor. Varlıklı olanlar ise, zenginlerden daha fazla paraya ve yaşama önem vererek, büyük bir varlık biriktirmeyi başarabildiler. Sizde hayatınızda başaranların icraatlarına dikkat eder ve hayatınıza alışkanlık olarak söz konusu alışkanlıkları katarsanız, muhakkak zengin veya varlıklı bir kimse olabilirsiniz. Aslında kesin konuşmak doğru değil ama, en azından bilgi hazineniz ve hayat felsefeniz zengin olmuş olur.
Bunlardan kaçının…
- Eğer hayatınız için rahat bir yaşam planı yapıyorsanız, konfor alanınıza çok düşkün birisiniz ve oradan çıkma riskini asla göstermek istemiyorsunuz. Tüm bildikleriniz veya bilmek istedikleriniz, sadece rahat bir hayatı veya sakin bir yaşamı kazanmaya yönelik. Mesele nerede, kim, kaç puana devlet memuru alıyor haberlerini çok yakından takip ederek, yüzünüze gülecek bir bilgiyi öğrenmek istiyor olabilirsiniz. Ancak bu şekilde her sene devlet memuru alımı yapılan 72 bin –belki de daha az- kişinin arasına girebilme şansınız çok zor olabilir. En iyisi, başka bir plan yaparak, daha özgür bir planla neler yapabileceğinizi ve nasıl varlıklı biri olacağınızı araştırmak daha akıllıca olurdu.
- Hayatınızda neyi en iyi yapıyorsanız, onun üzerine yoğunlaşarak deha olmayı seçmeniz gerekiyor. Birçok şey arasında kalmış ve ne olacağı belirsiz bir tohum gibi kendinizi yok etmeyin. Kuracağınız iş, en iyi bildiğiniz ve üzerinde çalışmaktan zevk alacağınız dal olsun. Çeşitlendirme yaparak, her şeyden bir pay kapma yarışında olmanız, enerjinizi bir noktada toplayamamanıza sebep olur.
- Diyelim ki bir iş kurdunuz, oradan elde edeceğiniz gelire ana gelir diyebilirsiniz. Bu gelirin daha da güçlenmesi için farklı gelir kaynakları yaratmanız, çeşitlilik değil, varlığınızın kuvvetlenmesi ve zengin olmanız için dikkat etmeniz gereken hususlar olacak. Mevcut işinizde başarılı olduktan sonra sürprizleri düşünerek, farklı finansman kaynakları aramanız, ticari hayatınızın sağlıklı yürümesi için bir kuraldır.
- Kendinizi veya işinizi başkalarıyla karşılaştırmayı bırakın. Etrafınızda başaran insanları rakip olarak değil, bir öğretmen olarak algılayın. Kendinizi, kendinizle karşılaştırın. Dün ne idim, bu gün ne oldum, yarın ne olman gerekiyor meselesi çok önemli.
- Arkadaşlarınızla yapacağınız işlerde dikkatli olun. Çok sevdiğiniz ve güvendiğiniz arkadaşlardan yapacağınız işle alakalı somut veriler istemek, bazen size gereksiz gelebilir. Ama iş başka, arkadaşlık başka kuralını asla unutmamanız gerekiyor. Somut olarak uygulanabilirliğini görmediğiniz hiçbir işe girmeyin. Duygusal olmayın yani, profesyonel takılın.
- Şimdi yapılan en büyü hatadan bahsetmek isterim. Savurganlık ve israf… Parayı gören çıldırıyor. Halbu ki varlıklı olan insanlar asla, lüks hayatı ilk zamanlarda hedef haline getirmemişlerdir. Birilerine gösteriş yapmak için ne bir araba, ne bir ev almışlardır. Kendileri özgürlük anlayışı bakımından farklı bir tasavvura sahip olduklarından, tüketim kültürünün insanı değil, kendi iradelerinin patronu olmayı bilmişlerdir. Sizde ilk paranızı, lükse değil, işinize yatırmayı tercih edin.