Yıldız kayması
Tutulan dileklerin gerçek olmasını sağladığı düşünülen yıldız kayması, aslında yıldızlarla hiç alakası olmayan bir doğa olayıdır. Düşmekte olan yıldızın bir anlamda ölmekte olduğu, ölmeden önce tüm dileklerin gerçekleşmesini sağladığı gibi bir anlam büründürülen bu doğa olayında şansını deneyen çok fazla insan olduğu bilinmektedir.
Güneş sistemi içinde, gezegenlerin Güneş ile aralarında olan çekim kuvvetinin etkisi ile dolaşıp duran sayısız göktaşı mevcuttur. Bu göktaşları Dünya’nın çekim kuvvetinin alanına dahil olduklarında büyük bir hızla atmosfere giriş yaparlar. Bu hızlı giriş ile başlayan sürtünmeden dolayı aşırı ısınıp yanarlar ve arkalarında bir ışık yolu bırakarak düşüşlerine devam ederler, en sonda da gözden kaybolurlar. Yıldızın kaydığını zannettiğimiz durum da tam olarak göktaşının bıraktığı bu ışık ve alev yoludur.
Düşmekte olan bu göktaşlarından dünya yüzeyine kadar gelmeyi başarabilenlerine “meteroit” denir. Dünya yüzeyine inmeden gökyüzünde kaybolanlarına ise “meteor” denilmektedir. Meteoritler, dünya yüzeyinin büyük bir kısmı su olduğundan genelde okyanuslara düşerler. Ancak, karaya düşmüş göktaşları da vardır. Düştükleri yerde geniş izler, derin çukurlar oluştururlar. Dünyaya bugüne kadar düşmüş en büyük göktaşı, 80 ton ağırlığındaki, güneybatı Afrika’da Grootfentein’a düşmüştür. Ülkemizdeki en büyük göktaşı ise 25 kilogram ağırlığındaki, Domaniç Yaylası’na düşmüş olan göktaşıdır. Göktaşı düşmesi nedeniyle yaralanmış insanlar da zaman zaman olmuş olmakla beraber, çok önemli facialar boyutunda bir olay bugüne kadar yaşanmamıştır. Göktaşı nedeniyle yaralanan kişiler de bu çok istisnai olayın başlarına gelmiş olmasını, sıradışı bir kısmetin habercisi olarak yorumladıklarına dair rivayetler de kulaktan kulağa dolaşmaktadır.
Her yıl dünya atmosferine 200 bin kadar göktaşının girdiği bilinmektedir. Dünya yüzeyine kadar inen göktaşlarının ağırlıklarının 15 bin ton civarında olduğu ifade edilmektedir. Göktaşlarının içeriklerinde ise dünyada da bulunan elementlerin bulunduğu, yabancı bir elemente şu ana kadar rastlanılmadığı tespit edilmiştir.